Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3922 Esas 2012/5641 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3922
Karar No: 2012/5641
Karar Tarihi: 02.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3922 Esas 2012/5641 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3922 E.  ,  2012/5641 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı, davalı kooperatifin hem üyesi hem de hukuk müşaviri olduğunu, site yönetimine geçileceğinden 31.10.2009 tarihinde müşavirlik görevinin sona erdirileceğinin kendisine bildirildiğini, yönetim kurulu kararıyla bu sözleşmenin sona erdirilmesinin hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek, yönetim kurulunun 26.01.2009 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu,kooperatif ortaklarının ihracına yönelik olarak alınan kararlar dışında yönetim kurulu kararının iptalinin dava yoluyla istenemeyeceğini, genel kurula itiraz edilebileceğini, görülen lüzum üzerine hukuk müşavirliği sözleşmesinin yapılmayacağını kararlaştırdıklarını, bu konunun kooperatif yönetiminin yetkisi dahilinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; kooperatif üyesinin ihracına ilişkin olarak alınmış yönetim kurulu kararları dışındaki yönetim kurulu kararlarına karşı mahkemeye doğrudan iptal davası açılamayacağı, genel kurula itiraz edilmesi ve sonucuna göre yasal yollara başvurulması gerektiği, öncelikle davanın bu nedenle reddinin gerektiği, kaldı ki davalı kooperatif yönetim kurulunun davacının hukuk müşavirliği görevini sürdürmemesi ve davacıyla sözleşme yapılmaması yönünde aldığı kararın tamamıyla taraflar arasındaki özel, ticari bir konu hakkında alınmış bir karar olup, bu kararın iptalinin davacı tarafından istenemeyeceği, bu karar gereğince davacının bir zararı varsa tazminini isteyebileceği, sözleşme yapma serbestisi çerçevesinde davalı ... davacıyla hukuk müşavirliği sözleşmesi yapmaya zorlamanın hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle, esastan da davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı temyiz etmiştir.
    1)Dava, yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK"nun 297. maddesinin birinci fıkrasının c bendi (HUMK"nun 388/3md.) uyarınca hüküm, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Aynı Kanun"un 297/son (HUMK 338/son) maddesine göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Kural olarak, yönetim kurulu kararları doğrudan dava edilemezler. İtiraz üzerine genel kurulda alınacak kararın, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53.maddesi uyarınca dava edilmesi mümkündür. Yönetim kurulu kararlarının doğrudan ortağın kişisel haklarını etkilemesi, onun zararına sonuçlar doğurması halinde doğrudan dava konusu edilebileceği gerek öğretide ve gerek yargısal içtihatlarda kabul edilmektedir. Mahkemece hükmün gerekçe kısmında doğrudan iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddi gerektiği açıklandıktan sonra, “kaldı ki” ibaresiyle başlayan cümle ile esasa ilişkin red gerekçeleri oluşturulmuş, hüküm fıkrasında da her iki gerekçe tekrarlanmıştır. Bu itibarla, davacının dava konusu yönetim kurulu kararına itirazının genel kurul gündemine alınması için yönetime yaptığını iddia ettiği başvurusu üzerine itirazı genel kurul gündemine alınmamış ve genel kurulca bir karar verilmemiş ise, mahkemece, davacının yönetim kurulu kararının iptali için doğrudan dava açılabileceğinin ilke olarak kabulü ile uyuşmazlığın esasına girilip inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK" nun 297/son maddesi hükmüne aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2)Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara