Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8129 Esas 2016/4645 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8129
Karar No: 2016/4645
Karar Tarihi: 25.05.2016

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8129 Esas 2016/4645 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2015/8129 E.  ,  2016/4645 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Temyizin kapsamına göre; sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlere hasren yapılan incelemede;
1-5271 sayılı CMK.nun 170. maddesinde "iddianamede sanığın açık kimliği, isnat olunan suçun neden ibaret olduğu, suçun kanuni unsurlarıyla uygulanması gereken kanun maddeleri, deliller ve duruşmanın yapılacağı mahkeme gösterilir", aynı Yasanın 225. maddesinde de "hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir. Mahkeme fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir." hükümleri yer almaktadır. Bu hükümlerde belirtildiği gibi, hükmün konusu iddianamede gösterilen fiildir. İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna aykırıdır. Bu bakımdan iddianamenin ayrıntılı olması, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; sorgusundan önce iddianame okunduğunda üzerine atılı suçun ne olduğunu anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve kanıtlarını sunabilmelidir. Yüklenen suç açık ve net olarak belirlenmeli, savunma hakkı kısıtlanmamalıdır. İncelenen dosyada, ..... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ..... günlü iddianamesinde sanık ..."in üzerine atılı sahtecilik eylemini ne şekilde gerçekleştirdiği hususunda herhangi bir hukuki bir niteleme ve tavsifin bulunmadığı cihetle; hazırlanan iddianamenin CMK.nun 170. maddesine uygun olmadığı, sanığa yüklenen suç gerektiği gibi anlatılmayarak iddia ve savunma hakkının kısıtlandığı ve anılan Kanunun 225. maddesine aykırı olarak hükmün konusu olan olayın da usulünce belirtilmediği, aynı Yasanın 170/4. maddesine aykırı biçimde düzenlenmiş iddianame usulünce açıklattırılmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesinde; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” Buna paralel hüküm içeren 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK.nun 34. maddesinde de “Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli yazılır.” hükümleri yer almaktadır.
Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklamasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar.
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230, 232 ve 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirebilmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanığın eylemlerinin ne olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması, sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili kurulan mahkumiyet hükmünün dayanaklarının gerekçeleriyle kararda açıklanıp gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 25.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.


Hemen Ara