Esas No: 2021/9158
Karar No: 2022/3990
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/9158 Esas 2022/3990 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/9158 E. , 2022/3990 K.Özet:
Davacı şirket, davalı şirket tarafından lehine düzenlenen 134.434,00 TL'lik bonoya dayalı icra takibine itiraz ederek borcunun olmadığını ve bononun kötüniyetli düzenlendiğini iddia etmiştir. Mahkeme, bedelsizlik iddiasının kanıtlanamaması sebebiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, bilirkişi raporunda senedin varlığına ilişkin çelişkili tespitler olduğu ve senedin aslına ulaşılamadığı belirtilmiştir. Bu sebeple, mahkemenin eksik inceleme yaparak hüküm tesisi doğru olmamıştır ve karar davacı yararına bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu madde 712 (bedelsiz işlem)
- İcra ve İflas Kanunu madde 42 (icra takibi)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.06.2016 tarih ve 2012/357 E. - 2016/431 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket aleyhine davalı şirketin lehtarı, keşidecisinin ise müvekkili şirket olan 12/02/2010 tanzim, 09/12/2011 ödeme tarihli 134.434,00 TL miktarındaki bonoya dayalı icra takibine girişildiğini, müvekkili şirketin lehtar davalı şirkete borcunun olmadığını, bononun müvekkili şirket kayıtlarında bulunmadığını, bono üzerinde imzası olan müvekkili şirketi temsile yetkili eski yönetim kurulu başkanının aynı zamanda bononun lehtarı davalı şirketin de yöneticisi olduğunu, müvekkili şirketteki yönetim yetkisi sona ermeden 1 gün önce dava konusu bononun kötüniyetli düzenlendiğini ileri sürerek müvekkilinin icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen 12/02/2010 tarihli "sözleşme eki-1 (Ara Hesaplama)" başlıklı belgede Mis Makinanın 314.789,70 TL alacağının bulunduğu, alacağın 92.684,75 TL'sinin KDV olduğu ve fatura kesileceği zaman ödeneceği, 222.104,95 TL iş bedeli için ise taraflar arasında dava konusu senedin de aralarında bulunduğu senetlerin düzenlendiği ve mutabakatı imzalayan ...'in mutabakatın ve senedin düzenlendiği tarihte şirketi temsile yetkili olduğu, bedelsizlik iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup mahkemece senedin bedelsizlik iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, mahkemece hükme esas alınan 01.09.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda 12.02.2012 tarihli “Sözleşme Eki-1 (Ara Hesaplaşma)” tablosunda davaya konu senedin liste halinde gösterilen senetler arasında yer aldığı tespitinde bulunulmuş ve fakat raporun devamında adı geçen sözleşme ve “sözleşme eki-2 (ara hesaplaşma)” sözleşmelerinde bulunan listelerde davaya konu senede rastlanmadığı belirtilmiştir. Senedin varlığına ilişkin çelişkili tespitlerin giderilmesi hususu ise ek raporda değerlendirilmemiştir. O halde, denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek bir bilirkişi raporundan bahsedilemez. Kaldı ki, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/51612 numaralı soruşturma dosyasında bulunan 01.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda da incelendiği anlaşılan davaya konu senedin aslının da dosyaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece soruşturma dosyasının dosya arasına alınması, senet aslının incelenmesi ve rapordaki çelişkinin giderilmesi ile sonucuna göre karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamış kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.