Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13189 Esas 2022/19522 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/13189
Karar No: 2022/19522
Karar Tarihi: 23.11.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13189 Esas 2022/19522 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın kamusal kuruluşları, siyasi partileri, vakıfları veya dernekleri kullanarak dolandırıcılık suçu işlediği iddiasıyla yargılandığı bir davada, sanığın katılana vaat ettiği emeklilik sorunlarını çözeceği ancak dolandırıcılık suçunu işlemediği sonucuna varılmıştır. Mahkeme, suçun niteliği ve kanun maddelerinin etkisi nedeniyle sanığın dolandırıcılık suçundan beraat ettiğini ancak daha sonrasında yürürlüğe giren kanun maddelerinin suça yanıt verdiğini belirtmiştir. Bu nedenle, sanık hakkındaki davada olağan dava zamanaşımı gerçekleştiği ve kamu davasının düşürüldüğü sonucuna varılmıştır.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesi 1. fıkrasının (d) bendi: Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilir.
- 6763 sayılı Kanun'un 14. maddesi: Katalog suçların cezaları ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun.
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi: Temyiz incelemesi sonucunda verilen hükümlerin incelenmesiyle ilgili olduğunu belirtir.
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi: Yüksek mahkemeler tarafından verilen hükümlerin bozulduğu durumlarda, yeniden yargılama yapılması gerekmeyen durumlar için kullanılan madde.
- 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi: Olağan dava zamanaşımı süresi geçtiği durumlarda, davanın düşmesine karar verilmesi gerektiğini belirtir.
11. Ceza Dairesi         2021/13189 E.  ,  2022/19522 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
    ...


    Sanığın katılana yönelik eylemi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat hükümleri kurulmuş ise de;5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilirken, fıkrada sayılan tüzel kişiliklere toplumda duyulan güvenden faydalanılması ve bu güvenin bir aldatma aracı olarak kullanılması aranmıştır. Burada önemli olan, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin arac olarak kullanılması suretiyle insanların aldatılmasıdır. Maddede belirtilen kamu kurum ve kuruluşları, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliğinin sadece isminin kullanılması bu bendin uygulanması icin yeterli olmayıp, bunlara ait maddi varlığın veya bu tüzel kişiliklerle bağ kurulmasını sağlayan somut başka olguların kullanılması gerekir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evrak ve makbuzların sunulması, taşıtın kullanılması, mağdur üzerinde bentte sayılan tüzel kişiliklerden gelinildiğine veya buralardan aranıldığına dair bir düşünce oluşturulması ve mağdurun aldatılması gerekmekte olup somut olayda sanığın katılana SGK’de çalıştığını emekli olması için problemlerini çözeceği vaadinde bulunması atılı suçu oluşturmayıp, sanığın eyleminin suç tarihinden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile TCK'nin 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinde (L) bendinin yürürlükte olmaması nedeniyle eylemin sanık lehine olan TCK'nin 157/1. maddesindeki basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı anlaşılmakla,
    Sanığın eylemine uyan dolandırıcılık suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanığın sorgusunun yapıldığı 12.05.2014 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 23.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara