Esas No: 2020/11471
Karar No: 2022/11601
Karar Tarihi: 10.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11471 Esas 2022/11601 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/11471 E. , 2022/11601 K.Özet:
Sanık, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hüküm giymiştir. Ancak, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle karar hukuken geçersiz sayılmıştır. Verilen kararın \"durma\" kararı niteliğinde olduğu belirtilerek, itiraz yasa yoluna tabi olması nedeniyle dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesi kararlaştırılmıştır. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/1-2, 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddeleri açıklanmıştır.
Kanun maddeleri:
- Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrası: Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
- Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi: Tebligat, muhatabın adresine yapılmak suretiyle yapılır.
- Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi: Tebligat çıkarılan adres bila tebliğ iade edilirse, adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
- Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi: Adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olduğu için tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması gerektiği şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : BAKIRKÖY (Kapatılan) 53. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından tebligata Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin;
Sanığın yokluğunda verilen 04/06/2014 tarihli denetimli serbestlik tedbiri kararının, sanığın aynı zamanda MERNİS olan bilinen son adresine doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 24.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşıldığından; kesinleşmeyen karara ilişkin verilen sonraki karar ve işlemlerin hukuken geçersiz olduğu; sanığın 17.08.2014 tarihli temyiz isteminin 04/06/2014 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar "Durma"
kararı niteliğinde olup itiraz yasa yoluna tabi olmaları nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 10.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.