Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/946 Esas 2012/5566 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/946
Karar No: 2012/5566

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/946 Esas 2012/5566 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/946 E.  ,  2012/5566 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2011 yılı için 15.540,00 TL’dir. Temyize konu 17.11.2011 tarihli kararda kabul edilen miktarın 2.600,00 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı, 2004 yılından beri davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatife ait yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesine rağmen 06.07.2009 tarihinde yasal hiçbir gerekçe göstermeden ve önceden hiçbir uyarı yapılmadan konutun elektrik ve suyunun kesildiğini, üç aylığına gittiği yazlıkta çok sıkıntıya düştüğünü ve bir takım harcamalar yapmak zorunda kaldığını, ayrıca keyfi yapılan bu davranışı o sırada orada tatil yapan 70-80 aileye yakın diğer kooperatif üyelerine izah etmenin kendi açısından çok onur kırıcı bir durum olduğunu, ailecek içine düşürüldükleri durum nedeni ile psikolojik çöküntü yaşadıklarını ileri sürerek, 1.000,00-TL maddi ve 5.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi itibariyle yasal faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; tatillerini geçirdikleri sırada davacıya ait evin elektrik ve suyunun kesildiği, davacı tarafından yapılan tüm başvurulara rağmen çözüm bulunmadığı ve davalılar tarafından bu eyleme haklı bir gerekçe gösterilemediği, buna bağlı maddi zararının doğduğu, ayrıca olayın yaz aylarında en doğal ihtiyacı olan elektrik ve suyun kesilerek ve diğer kooperatif üyelerinden ayrı bir davranış sergilenerek gerçekleşmiş olması nedeniyle davacının onururun kırıldığı, bu olaydan manevi olarak da zarar gördüğü gerekçesiyle 600,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1-Maddi tazminata ilişkin hükmün temyiz istemi yönünden;
    5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2011 yılı için 1.540,00 TL’dir.
    Dava dilekçesinde, maddi tazminat olarak 1.000,00 TL.nın tahsili istenilmiş, mahkemece, 600,00 TL.sının tahsiline karar verilmiştir. Davalı aleyhine kabul edilen kısım, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalılar vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2- Manevi tazminata ilişkin hükmün temyiz istemine gelince;
    Davacının diğer istemi, manevi tazminatın tahsiline yönelik olup, manevi zararın nasıl oluştuğu dava dilekçesinde açıklanmış mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Oysa, BK"nun 49. maddesi gereğince kişisel çıkarları (hakları) halele uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesidir. Haksız saldırı, kişinin psikolojik varlığı üzerinde etki doğurur. Uğradığı tecavüz nedeniyle, fiziki ya da manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini kaybeden kişi manevi tazminat isteyebilir. (Bkz..., Tazminat Hukuku,1996,İst.Sh.835) Hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, onur, haysiyet, itibar, ün, ad, sır ve resimler kişisel varlıklardır. Yalın bir ifade ile, şeref ve haysiyet, dahil olduğu toplumun gerekli saydığı ahlaki niteliklere sahip olduğu ya da böyle kabul edildiği için, kişiye verilen değeri ifade eder. Herkesin, içinde yaşadığı toplumda ve ilişkiler kurduğu çevrelerde kişisel bir onuru ve saygınlığı mevcuttur. Kişiyi yanlış tanıtmak, küçük düşürmek kişilik haklarının ihlali sayılır. Manevi tazminat hukuki kurum olarak, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır.
    Davacının ileri sürdüğü ve mahkemece kabul edildiği şekli ile somut olayın oluş biçiminde, TMK"nun 24 ncü maddesi anlamında davacının doğrudan kişilik haklarına tecavüz söz konusu olmadığı gibi, BK"nun 49 ncu maddesinde belirtilen manevi tazminat isteme koşulları da oluşmamış olup, mahkemece, manevi tazminata ilişkin, kanıtlanamayan talebin reddine karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle manevi tazminata ilişkin temyiz isteminin kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara