23. Hukuk Dairesi 2012/4514 E. , 2012/5564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatiften usul ve yasaya aykırı şekilde ihraç edildiğini ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile üyeliğin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ihraç kararının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin delil bulunmadığından davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği, anasözleşmenin 14. maddesi uyarınca gerçek borç ihtarını içeren iki ihtar gerektiği, davacıya ikinci ihtarın gönderilmediği, bu sebeple ihraç kararının usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle, ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ihraç kararının iptali ve üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK"nun 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir.
Somut olayda; davacı, davalı kooperatife gönderdiği 05.11.2001 tarihli ihtarnamede en son ödemesinin Şubat 2000 tarihinde olduğunu ve ödeme yapsa dahi inşaatın bitmeyeceğini, istifa edebileceğini bildirdiği ve bu ihtarnamenin dosya içeriğindeki ödeme belgeleri ve borç dökümleri ile örtüştüğü, davacı hakkında davalı kooperatif yönetim kurulunca 25.10.2002 tarihinde ihraç kararı verildiği, bu tarihten 03.03.2010 dava tarihine kadar davacının herhangi bir ödemesi bulunmadığı, davacının son olarak 30.06.2002 tarihli genel kurula katıldığı, bu tarihten sonra genel kurullara katılmadığı gibi isminin de hazirun listelerinde yer almadığı, davacının daha sonra 14.04.2005 tarihli ihtarla ihraç kararını benimsemediğini belirtmesine rağmen bu tarihten sonra da aidat ödemek veya başka bir suretle kooperatifle hukuki ilişkiye girdiğini iddia ve ispat edemediği hususlarının tümü gözetilerek, mahkemece ihraç olgusunun davacı tarafından eylemli olarak benimsendiği kabul edilip, buna göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düezltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.