Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3087 Esas 2012/5547 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3087
Karar No: 2012/5547
Karar Tarihi: 28.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3087 Esas 2012/5547 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyasından borçluların taşınmazları üzerine haciz konulduğu ancak daha sonra sehven düşme kaydının işlendiği ve takipsizlik nedeniyle düşmüş olmadığı tespit edilmiştir. Şikayetçinin sıra cetvelinde öncelikle kendilerinin yer alması gerektiği ve diğer taşınmazların da yazılı olması halinde takibin düşmeyeceği iddiasıyla sıra cetvelinin iptali talep edilmiştir. İcra Mahkemesi, sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Temyizde, hüküm fıkrasının beşinci paragrafının HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca çıkartılması ve kararın düzeltilerek onanması kararlaştırılmıştır.
İİK’nun 78. maddesi (Hacze konu mal veya hak üzerine daha önce haciz konulmuş ise, daha önce haciz konulan malla ve hakla aynı türden ise, muaccel olan alacağın tahsili bu malların satışına bağlıdır.) ve 100. maddesi (Alacaklının takip talebi üzerine veya mahkemelerin kesin hükümleri üzerine takip vermeye icra dairesi yetkilidir.) şeklinde detaylandırılabilir.
23. Hukuk Dairesi         2012/3087 E.  ,  2012/5547 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Şikâyetçi vekili, müvekkilinin ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/2850 sayılı takip dosyasının alacaklısı olduğunu, dosyanın hataen işlemden kaldırılması sonrasında yenilendiğini, 16.10.2007 tarihinde borçluların taşınmazlarının haczini istediklerini ancak İcra Müdürlüğü’nün müzekkeresinde sadece borçluların babası....’dan intikal edecek taşınmazların haczini istediği ve zuhulen diğer taşınmazlardan söz etmediğini, bunlar da yazılı olsaydı takibin düşmeyeceğini, bu haliyle sıra cetvelinde .... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2006/2359 sayılı dosyanın paylaşım dışı bırakılması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Evrak üzerinden verilen ilk kararın Yüksek 19. Hukuk Dairesi’nce bozulması üzerine, dosyanın yeni esasa kaydedilmesinden sonra şikâyet olunan ... vekili, şikâyetçinin takip dosyasının sıra cetvelinde yer almaması gerektiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir.
    İcra Mahkemesi"nce, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikâyetçinin alacaklı olduğu takip dosyasından borçluların taşınmazları üzerine 01.12.2006 tarihinde haciz konulduğu, İİK.’nun 78 inci maddesi çerçevesinde şikayetçini iddia ettiği şekilde icra takibinin takipsizlik nedeniyle düşmüş olmasının söz konusu olamayacağı, icra müdürlüğü tarafından sehven düşme kaydının işlendiği, derdest olan icra takip dosyasında ve hacizler yönünden icrai işlem yapmanın hukuka aykırı olmadığı, şikayetçi vekilinin sıra cetvelinde öncelikle kendilerinin yer alması gerektiği ve bu nedenle de ...’nın 2008/610 sayılı icra takip dosyasının kendilerinden sonra olduğu yönündeki iddiası bakımından ise, sıra cetveli yapılan icra müdürlüğü tarafından İİK’nun 100 üncü maddesine yarar bilgilerin istenmesi üzerine, 2006/2850 sayılı takip dosyasından verilen cevapta ... ilçesi, ... Mahallesi, 2238 ada, 4 numaralı parselin haciz tarihinin 01.12.2006 olduğu, bu tarihten sonra eski 2006/2850 (yeni 2010/3503) sayılı icra takip dosyasından yeni bir haciz konulmadığı ve icrai işlem yapıldığı ve satış ile birlikte haczin kalktığı, şikayetçinin dosyasının paylaştırma dışında bırakılarak geri kalan paranın borçluya iadesi kararının içeren sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, şikâyetçi vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, İcra Mahkemesince uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Hükmüne uyulan bozma kararı içeriğine göre birleşen dosyanın tefrik edildiği ve o dosyanın şikayetçisi ...’ın eldeki şikayet bakımından sıfatı kalmadığı anlaşıldığından, adı geçen lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının bu konuya ilişkin beşinci paragrafının HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca hükümden çıkartılmasına ve yerel mahkeme kararının düzeltilmiş bu haliyle onanmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine (2) sayılı bentte açıklanan nedenle mahkeme kararının hüküm fıkrasının beşinci paragrafının HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca hükümden çıkartılmasına ve kararın düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara