Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6642 Esas 2022/4035 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6642
Karar No: 2022/4035
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6642 Esas 2022/4035 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir Kömür Temin Sözleşmesi uyarınca hakem heyetinin verdiği kararın ihlal iddiasıyla açılan davayı reddetti. Davacı, sözleşmedeki asgari işçi ücreti fiyat artışının dışında başka bir maliyetin müvekkilinden tahsil edilmemesi gerektiğini savunarak hakem kararının iptalini talep etti. Davalı ise hakem kararı uygun olduğunu belirtti. Mahkeme, hakem kararının kamu düzenine uygun olduğunu, dava konusunun tahkim şartı kapsamında olduğunu, hakem heyetinin yetki aşımı yapmadığını ve dava konusunun hakem kararları esasına göre incelenemeyeceğini belirterek davayı reddetti. Verilen karar temyiz edildi ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek kararın onanmasına hükmetti.
Kanun Maddeleri:
- 6552 sayılı İş Kanunu
- 3213 sayılı Maden Kanunu Geçici 29. Madde
- Bakanlar Kurulu'nun 2015/7728 sayılı kararının 6.3. Maddesi
11. Hukuk Dairesi         2020/6642 E.  ,  2022/4035 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİHUKUK DAİRELERİ (İLK DERECE)

    Hakem Kurulu Heyetince verilen 02.03.2019 günlü kararın iptali istemi ile İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesine açılan davanın yargılaması sonucunda davanın reddine ilişkin verilen 30.03.2020 gün ve 2019/3-2020/1 sayılı karar, yasal sürede duruşmalı olarak davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 17.05.2022 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. ...ve Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Hakem Kararının İptali davasında davacı (hakem davasında - davalı) vekili; hakem heyeti tarafından Kömür Temin Sözleşmesi’nin 11/a maddesinde öngörülen maliyet artışlarının koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda hatalı bir değerlendirme yapıldığını, sözkonusu maddede zaten fiyat artışı yönteminde asgari işçi ücretinin yer aldığını, 6552 sayılı Kanun’un müvekkilinin devraldığı ve EÜAŞ ile TKİ arasında 26.11.2014 tarihinde akdedilen sözleşmeden önce yürürlüğe girdiğini, sözleşmenin 6552 sayılı Kanun’dan 2,5 ay sonra akdedildiğini, bu durumda TKİ’nin ek maliyetleri zaten bildiğini, 11/a maddesindeki fiyat artışı için aranan hususlar dışında bir maliyet artışının sözkonusu olmadığını, hem 3213 sayılı Maden Kanunu’nun Geçici 29. maddesi ve hem de Bakanlar Kurulu’nun 2015/7728 sayılı kararın 6.3. maddesi uyarınca fiyat farkının ancak 11.09.2014 tarihinden önce yapılmış ve devam etmekte olan sözleşmelerde uygulanabileceğinin düzenlendiğini, ancak uyuşmazlık konusu sözleşmenin 26.11.2014 tarihinde akdedildiğini, bu bakımdan yasal düzenlemenin kapsamı dışında kaldığını, Maden Kanunu’nun Geçici 29. maddesi uyarınca getirilen ek maliyetlere devlet desteğinin öngörüldüğünü, TKİ’nin 6552 sayılı Kanun kapsamında öngörülen ek maliyetleri resmi makamlardan destek olarak alması mümkün iken bu bedeli müvekkilinden talep etmiş olmasının doğru olmadığını, TKİ’nin destek başvurusunda bulunmadan müvekkilinden böyle bir talepte bulunamayacağını, sözleşmenin 11/a maddesindeki ek maliyetin kim tarafından karşılanacağının kararlaştırılmadığını, TKİ ya da Park Teknik şirketinin başvuru yapması halinde devlet desteğini alabileceğini, bu durumda hem müvekkilinden hem de devletten aynı bedelin mükerrer olarak tahsil edileceğini, dava konusu kömür sahasından birçok kurum ve şirketin kömür almasına karşın meydana gelen tüm maliyet artışının sadece müvekkiline yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca TKİ müvekkiline verdiği kömürü nereden temin ettiğini de kanıtlayamamışken, tüm kömürün kapalı ocaktan çıkarılıyormuş gibi kabulü ile talepte bulunmasının da açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturduğunu, Hakem Kurulu Kararının kanuna, hakem kararı ilkelerine, kamu düzenine, sözleşmeye aykırı olması ve tarafların eşitlik ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmemesi nedenleriyle iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; hakem kurulu kararının sözleşmeye ve kamu düzenine uygun olduğu, 6592 sayılı Kanun ile ek maliyetlerin hesaplanmasının ve kime yükleneceğinin belli olduğu, sözleşmenin 11/a maddesi greği de maliyet artışlarının fiyatların revize edilmesinde dikkate alınacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre; hakem kararına konu uyuşmazlığın Türk Hukukuna göre tahkime elverişli olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen tahkim şartı kapsamında bulunduğu, hakem heyetince tahkim anlaşması dışındaki bir konuda karar verilmediği, tahkim yargılaması sürecinde ve nihai kararda yetki aşımının söz konusu bulunmadığı ve kararın kamu düzenine aykırı olmadığı, davacı tarafça ileri sürülen iptal nedenlerinin ise hakem kararının esasına ilişkin olup, hakem kararlarının esası iptal davasında incelenemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi'nce ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama ve HMK’nın hakem kararlarının iptaline ilişkin 439. maddesi hükmü gözetildiğinde, verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara