Esas No: 2022/2027
Karar No: 2022/19746
Karar Tarihi: 28.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/2027 Esas 2022/19746 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/2027 E. , 2022/19746 K.Özet:
Sanık, nitelikli dolandırıcılık ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçlarından 3 yıl hapis, 1 yıl hapis ve 1.200,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak sanık tarafından yapılan istinaf talebi, süre yönünden reddedilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. Dosya incelendiğinde, sanığın yokluğunda verilen kararın sanığın bilinen en son adresinde yapılmadığı ve istinaf talebinin süresinin dolmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, Mahkeme kararı bozulmuş ve dosya mahalline gönderilmiştir. Kanun maddeleri; Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-f, 136/1 ve 52/2. madeleri ile CMK'nin 309. maddesidir.
"İçtihat Metni"
KARAR
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.01.2022 tarih ve 2021/5150 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02.02.2022 tarih ve KYB-2022/11755 sayılı ihbarname ile;
Nitelikli dolandırıcılık ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-f, 136/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis, 1 yıl hapis ve 1.200,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2016/351 esas, 2018/89 sayılı kararına yönelik sanık tarafından yapılan istinaf talebinin süre yönünden reddine ilişkin Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/06/2018 tarihli ve 2016/351 esas, 2018/89 sayılı ek kararının "Gıyabında verilen kararın sanığın talimat mahkemesinde bildirdiği adresinden farklı bir adrese 11/05/2018 tarihinde tebliğe çıkarıldığı, muhatabın dağıtım saatlerinde çarşıda olduğundan bahisle mahalle muhtarına tebliğ edilmesini takiben, muhatabın kapısına ihbar kağıdı yapıştırılarak isim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildiğine dair şerh düşüldüğü ve istinaf başvurusunun reddine dair kararın bu tebliğ tarihi esas alınarak verildiği anlaşılmakta ise de; Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19/09/2018 tarihli ve 2016/12791 esas, 2018/8413 karar sayılı ve 3. Hukuk Dairesinin 11/02/2019 tarihli ve 2017/5224 esas, 2019/901 karar sayılı ilâmlarında belirtildiği üzere, beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı ve tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahip olup, isim vermekten imtina edemeyeceğinden bu haliyle sanığa yapılan tebligatın geçersiz olduğu,
Keza sanığın talimat mahkemesinde bildirdiği adrese 29/05/2018 tarihinde yapılan tebligatta da, muhatabın dağıtım saatlerinde çarşıda olduğundan bahisle mahalle muhtarına tebliğ edilmesini takiben, muhatabın kapısına ihbar kağıdı yapıştırılarak isim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildiğine dair şerh düşüldüğü ancak yukarıda anılan Yargıtay ilâmlarında da belirtildiği üzere tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahip olup, isim vermekten imtina edemeyeceğinden bu haliyle sanığa yapılan bu tebligatın da geçersiz olduğu cihetle, sanığın 01/06/2018 havale tarihli istinaf dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek, dosyanın istinaf incelemesi yapılabilmesi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi ve talebin bu yönden kabulü gerekirken, yazılı şekilde süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu‘nun 10. maddesinde yer alan “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, sanığın yokluğunda verilen kararın bilinen en son adresi olan 26.12.2017 tarihli sorgusunda bildirdiği adresi yerine, bir başka adreste yapılan 11.05.2018 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğu, sorgusunda bildirdiği adreste yapılan 29.05.2018 tarihli tebliğ işlemi sonrasında ise, sanık tarafından 01.06.2018 tarihinde hükmün yasal süresi içinde istinaf edilmesi nedeniyle, sanığın istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, dosyanın istinaf incelemesi yapılması için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce bu nedenle yerinde görüldüğünden, Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.06.2018 tarihli, 2016/351 Esas ve 2018/89 Karar sayılı ek kararının, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 28.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.