Esas No: 2021/249
Karar No: 2022/4017
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/249 Esas 2022/4017 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/249 E. , 2022/4017 K.Özet:
Davacı firma, \"UNDER ARMOUR\" markasının dünyanın birçok yerinde tanınmış bir marka olduğunu ve Türkiye'de de tescilli olduğunu söyleyerek, davalı adına kayıtlı \"UNDER ARMOUR\" markası için hükümsüzlük davası açmıştı. Mahkeme, davacının markasının tanınmış marka olduğu ve davalının kötü niyetli olarak tescil yaptırdığı sonucuna vararak davanın kabulüne karar vermişti. Ancak istinaf mahkemesi, davacının markasının Türkiye'de tanınmış olmadığını ve davalının marka tescilinin kötü niyetli olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. Yukarıdaki kararda, marka tescili ile ilgili olarak 556 sayılı KHK'nın 7/l-ı bendi, 8/IV. maddesi ve 41/a maddesi açıklayıcı bir şekilde değerlendirilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22.06.2017 tarih ve 2016/51 E- 2017/141 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.11.2020 tarih ve 2020/97 E- 2020/264 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1996 yılında kurulan, Amerikan merkezli bir şirket olduğunu, "UNDER AMOUR" markasının dünyanın birçok yerinde tanınan bir marka olduğunu ve yine dünyanın birçok yerinde tescil edildiğini, Türkiye'de de TPE nezdinde tescilli olduğunu, davalı adına kayıtlı 2012/97280 sayılı "UNDER ARMOUR" marka başvurusundan 22.11.2012 tarih ve 214 sayılı Resmi Marka Bülteni'nde yayınlanması sonucunda haberdar olduğunu, marka başvurusuna itiraz ettiğini ancak itirazının reddedildiğini, ardından itirazının TPE Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca kısmen kabul edilerek davaya konu markanın kapsamından belirli bazı malların çıkarılmasına karar verildiğini, davacı markasının tanınmış marka olduğunu, tescili talep edilen davalı markasının önceki tarihli markanın tanınmışlığından haksız bir yarar sağlayabileceğini ve markanın itibarına zarar verebileceğini veya tescili için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğabileceğini, davalının 2013/49473 sayılı "DOONEY" markası için de tescil başvurusunda bulunduğunu, ünlü çanta ve aksesuar markası "DOONEY&BOURKE" markasının bu başvuruya itiraz ettiğini ve Markalar Dairesi Başkanlığı'nın yapılan itirazı kabul ettiğini, yine atkı ve bere gibi ürünler ve kozmetik ürünlerde kullanılan "CHAMONİX" markasını da kötü niyetli olarak 2013 36240 tescil numarası ile tescil ettirdiğini, davalının bunun gibi başka kötüniyetli başvuru ve tescilleri bulunduğunu belirterek, müvekkilinin tanınmış markası ile iltibas ve benzerlik yaratacak şekilde haksız olarak tescil edilmiş bulunan 2012/97280 sayılı "UNDER ARMOUR" markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davaya konu markanın ülkemiz sınırlarında tanınmış marka olmadığını, davacı markası ile müvekkiline ait markanın farklı tüketici kitlelerine seslendiğini, orta düzeyde alıcılarca karıştırılma olasılığının bulunmadığını, aralarında benzerlik görülse de farklı mal ve hizmetlerde tescilli olduklarından iltibas ve karıştırılma olasılığının bulunmadığını, müvekkilinin marka tescil başvurusunun ilk olarak 22/11/2012 tarihinde yapıldığını, ayrıca müvekkili başvurusunun 9. ve 14. sınıflar için olduğunu, oysa davacının müvekkilinden önceki tek başvurusunun 19/07/2010 tarihinde 18, 25 ve 28. sınıflarda olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, davanın ikame tarihinin 2016 olduğunu, davacının geçen bu uzun süre zarfında yasal yollara müracaat etmemesinin kötü niyetini gösterdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin dünyanın pek çok ülkesinde "UNDER ARMOUR" markası ve aynı ibareyi içeren ticaret unvanı ile faaliyet gösterdiği, 004703799 numaralı "Under Armour" markasının 09. sınıfta topluluk markası olarak 04/07/2007 tarihinde tescil edildiği, davacıya ait "Under Armour" markasının yüksek ayırt edicilik özelliğine sahip olduğu, davalının bu markayı kendiliğinden yaratma ihtimalinin bulunmadığı, bu durumda davalının davacıya ait markanın bilinirliğinden yararlanmak amacıyla kötü niyetli olarak tescil yaptırdığı, Türkiye'de tanınmış olmasa da, tanınmış olma potansiyelinin çok yüksek olduğu markanın ayniyet düzeyinde tescili nedeniyle tescilin kötü niyetli olduğu, zaten davalının "CHAMONİX" ve "DOONEY" gibi tanınmış markaları da benzer şekilde tescil ettirdiğinin iddia edildiği, bu markalar için de başvuruda bulunmasının dünyada bilinen markaları kötü niyetli olarak tescil ettirmeye çalıştığının göstergesi olduğu, davalının tescil başvurusunda yer alan ürünlerin bir kısmının, davacının markası kapsamında ürünlerle aynı olup, davacının itirazı üzerine bu ürünler için tescil başvurusunun reddedildiği, davacıya ait markanın davalının tescil ettirdiği sınıfta yer alan ürünlerde de kullanılmasının markanın itibarına ve ayırt edici karakterine zarar verebileceği, MK'nun 2. maddesi uyarınca kötü niyetin hukuk tarafından korunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun, esastan reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tanınmışlık ve kötüniyetli tescil iddialarına dayalı olarak davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda izah olunan gerekçelerle davanın kabulüne, İstinaf mahkemesince ise davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi aşamasında alınan 03.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda, Paris sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesinde, tanınmış markaya ilişkin olarak "... toplumun ilgili kesiminde bilinme" kriteri getirildiği, 556 sayılı KHK'nın 7/l-ı bendinin Paris sözleşmesine yollama yapması ve Türkiye’nin üye olduğu sonraki tarihli TRIPS’nin 16/11. maddesi gereğince, korumanın söz konusu olabilmesi için tanınmış markanın tespitinde koruma istenen ülkede, yani Türkiye'de ilgili sektörde edinilmiş bilginin esas alınması gerekmektedir. Dosyaya sunulan haber ve belgeler tarihleri davalının marka tescil tarihlerinden sonraki dönemlere ait olduğundan ve davacı başvuru tarihinde Türkiye'de tanınmış marka olduğunu ispat eden başkaca delil de sunulmadığından, davalının marka başvurusu yaptığı 22/11/2012 tarihinde davacı markasının tanınmış marka olmadığı, bu sebeple 556 sayılı KHK'nin 8/IV. maddesine dayalı hükümsüzlük isteminin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan Dairemizin yerleşik uygulamaları doğrultusunda bir markanın aynısını ya da benzerinin marka olarak tescil ettirilmesi tek başına kötüniyetli başvuru olarak değerlendirilemeyeceği gibi marka hukukunun ülkeselliği ilkesi nedeniyle birden fazla yabancı markanın benzeriyle ilgili marka başvurusunda bulunulması ve tescil ettirilmesi de tek başına kötüniyetli marka tescili anlamına gelmez.
Dava konusu olayda, dava tarihi itibariyle de 556 sayılı KHK 41/a maddesi uyarınca marka hükümsüzlük davası için aranan 5 yıllık hak düşürücü süre dolmamış olmakla birlikte davacının 2003 29904 numaralı ve 23/02/2005 tescil tarihli "UNDER ARMOUR" markasının 25. sınıfta, davalının 2012 97280 numaralı ve 22.11.2012 tescil başvuru tarihli "UNDER ARMOUR" markasının 09. sınıfta tescilli olduğundan ve emtialar arasında benzerlik bulunmadığından markalar arasında KHK'nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimali bulunmamaktadır.
Öte yandan davacı tarafça davalının başvuru tarihi itibariyle tanınmış markasının bulunduğu ispat edilemediği gibi, davalının marka tescilinin kötü niyetli olduğu da ispat edilemediği halde yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.