Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1581 Esas 2012/5525 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1581
Karar No: 2012/5525
Karar Tarihi: 27.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1581 Esas 2012/5525 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/1581 E.  ,  2012/5525 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının kooperatife olan 2002 yılı Mart ayı ile 2003 yılı Haziran ayı arasındaki döneme ait aidat borcunu ödemediğini, hakkında girişilen icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olmayıp, tapuda maliki olduğu konutu mal sahiplerinden bedelini ödeyerek satın aldığını, talep edilen faizin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve % 40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, davalının davacı kooperatif ortağı olduğu ve toplam 27.501,33 TL alacaklı olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, 16.000,00TL asıl alacak ve 11.501,33TL işlemiş faiz üzerinden itirazın kısmen iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10 temerrüt faizi uygulanmasına ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar, Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi"nce “yargılama sırasında taraf vekilleri bir araya gelerek 19.11.2003 tarihli belge ile görülmekte olan davanın konusunu teşkil eden ... 15. İcra Müdürlüğü’nün 2003/5607 sayılı icra takip dosyasından, toplam 38.962,20 TL karşılığında borçlunun ibra edileceği ve davanın da takip edilmeyeceği konusunda anlaştıkları, aynı tarihte borçlu tarafından 30.000,00 TL"nin ve bakiye 8.965,00 TL"nin ise 21.04.2004 tarihinde ödendiği belirtilerek, anılan belgelerin hukuki niteliği değerlendirilerek görülmekte olan davaya etkisinin tartışılması, ibra ve davanın takipsiz bırakılması hususlarını içeren bu belgelerin icraya bırakılamayacak bir husus olduğunun gözönünde bulundurulması" gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davaya konu belge asıllarının sunulmadığı, ancak ödemelerin yapıldığı, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açılmasına sebep olunduğu gerekçesiyle 11.000,53 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair verilen karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 27.10.2009 tarih 2008/5960 Esas, 2009/7088 Karar sayılı kararı ile bozma ilamlarının yerine getirilmediği, bozma ilamı doğrultusunda belgenin ne anlama geldiğinin taraflardan sorulması, varsa bu hususta iddia ve savunmalarına ilişkin delillerin toplanması, belgede imzası bulunanların böyle bir belge düzenleme yetkilerinin bulunup bulunmadığı, belgeye göre başka başka borcun kalıp kalmadığı hususları ile kooperatif vekili ve bu bağlamda kooperatif yöneticilerinin üyelerini ibra eder nitelikte bir belge düzenleme yetkilerinin bulunup bulunmadığının araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle davacı yararına bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda borcun ödendiği, belgenin adının ibra belgesi veya ödeme belgesi olmasının veya bu şekilde nitelendirilmesinin sonuca etkili olmadığı, davacının üyeleri arasında eşitlik ilkesine aykırı davranarak başka üyelerinden faiz talep etmediği halde sadece davalıdan faiz talep etmek suretiyle hak ve adalete aykırı işlem yapıldığı, borcun ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, icra inkar talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece ilk bozmaya uyularak verilen 25.12.2007 tarihli kararda konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı lehine icra inkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmiş, bu hüküm yalnızca davacı tarafça temyiz edilip, davalı tarafça temyiz talebinde bulunulmamıştır. Bu durumda, daha önce davalının temyiz etmemesi suretiyle icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti yönünden davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak, mahkemece verilen temyize konu 13.12.2011 tarihli son kararda dikkate alınmadan, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, davalıdan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davacının peşin alınan harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara