Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/8349 Esas 2022/7779 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/8349
Karar No: 2022/7779
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/8349 Esas 2022/7779 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/8349 E.  ,  2022/7779 K.

    "İçtihat Metni"

    K A N U N Y A R A R I N A B O Z M A

    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2022/186 değişik iş
    SUÇLAR : Kasten yaralamaya teşebbüs, 6136 sayılı Kanun'a aykırılık
    İNCELEME KONUSU
    KARAR : İtirazın reddine dair karar
    KANUN YARARINA
    BOZMA YOLUNA
    BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması


    Kemer 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.10.2015 tarihli ve 2015/16 Esas, 2015/795 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralamaya teşebbüs suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6136 sayılı Kanun'a muhalefet etme suçundan 6136 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis ve 500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesinin altıncı, yedinci, sekizinci fıkraları uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kararın onanarak kesinleşmesini müteâkip infaz aşamasında tekerrür hükümlerinin çıkarılması talebinin reddine ilişkin Kemer 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.03.2022 tarihli ve 2015/16 Esas, 2015/795 Karar sayılı ek kararına itirazın reddine ilişkin ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.03.2022 tarihli ve 2022/186 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle karar tarihi olan 21.03.2022’de kesinleştiği belirlenmiştir.

    Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.07.2022 tarihli ve 2022/8782 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 19.07.2022 tarihli ve KYB-2022/99492 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

    I. İSTEM
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 19.07.2022 tarihli ve KYB-2022/99492 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
    “Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/9317 Esas, 2021/12242 Karar sayılı ilamında "...Sanık B... hakkında bozma öncesi tekerrüre esas alınan ilam yönünden uyarlama yargılaması yapılıp ilgili ilamın kesinleşme tarihi değişmesi nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı..." şeklinde belirtildiği üzere, hükümlü hakkında tekerrüre esas alınan ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.03.2002 tarihli ve 2001/376 Esas, 2002/53 sayılı kararına ilişkin olarak yapılan uyarlama yargılaması sonucunda verilen ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2015 tarihli ve 2015/232 Esas, 2015/313 sayılı kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19.01.2016 tarihli ve 2015/6191 Esas, 2016/111 Karar sayılı ilamı ile onanarak 19/01/2016 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinin değişmesi nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
    Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
    II. GEREKÇE
    1. 5237 sayılı Kanun'un "Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular" başlıklı 58 inci maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci fıkrasının (a) bendi ve aynı fıkranın (b) bendi ile aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkralarında;
    "(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
    (2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
    a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
    b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
    (6) Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
    (7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
    (8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.
    (9) ..."
    Şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un (5275 sayılı Kanun) "Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri" başlıklı 108 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı fıkranın (d) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası ise;
    "(1) Tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;
    c) Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuziki yılının,
    d) Süreli hapis cezasının üçte ikisinin,
    İnfaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. (Ek cümle:14.4.2020-7242/49 md.) Ancak, koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanır.
    (2) Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz...." Şeklinde düzenlenmiştir.
    Bu düzenlemelere göre tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak yasa koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi koşulunu aramadığı halde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. Buna göre, beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet hâlinde ise cezanın infaz tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacak, bu süreler cezanın infaz tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır.
    Bununla birlikte, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun (YCGK), 08.04.2008 tarih ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği gibi; 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
    Sanığın adlî sicil kaydında yer alan geçmiş hükümlülükleri ile ilgili olarak sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri uyarınca uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamış ise mahkemesince uyarlama yapılmasının sağlanmasının gerekip gerekmediği hususu, YCGK'nin 15.05.2012 tarihli ve 8-193 sayılı; 20.12.2011 tarihli ve 215-279 sayılı; 14.06.2011 tarihli ve 100-127 sayılı; 14.06.2011 tarihli ve 60-126 sayılı kararlarında çözüme kavuşturulmuştur.
    Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarı etkileyebileceği de gözetilerek, sanığın adlî sicil kaydında yer alan ve 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren mahkûmiyetlere ilişkin sabıka kaydına konu ilâmla ilgili olarak sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri uyarınca uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamış ise Mahkemesince uyarlama yapılması sağlanarak sonucuna göre sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği düşünülebilir ise de bu araştırmanın hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında yapılmasının mümkün bulunduğu ve Cumhuriyet savcılığınca tekerrüre esas alınan hükümlülükle ilgili, gerektiğinde Mahkemesince uyarlama yapılmasının istenebileceği kabul edilmelidir.
    Ancak, sanığın adlî sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek hükümlülüğü bulunuyor ve bu ilâm ya da ilâmlardaki eylemin suç olmaktan çıktığı ya da kabahate dönüştüğü açıkça anlaşılabiliyor ise o takdirde sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı kabul edilmelidir.
    Buna karşın, YCGK'nin, 07.06.2011 tarihli ve 132-117 sayılı kararında açıklandığı gibi adlî sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek bir hükümlülüğü bulunuyor ve bunun da suç olmaktan çıktığı ya da kabahate dönüştüğü şüphesi oluşuyorsa bu takdirde uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması ve yapılmamış ise yapılmasının beklenmesi gerekmektedir. YCGK'nin 15.05.2012 tarihli ve 8-193 sayılı; 20.12.2011 tarih ve 215-279 sayılı; 14.06.2011 tarihli ve 100-127 sayılı; 14.06.2011 tarihli ve 60-126 sayılı; 07.06.2011 tarihli ve 132-117 sayılı kararlarında da aynı hususlar vurgulanmıştır.
    2.Bu açıklamalara göre incelemeye konu dosyada hükümlünün, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.03.2002 tarihli ve 2001/376 Esas, 2002/53 Karar sayılı kararı ile verilen, 06.04.2004 tarihinde kesinleşen 15 yıl hapis cezasına ilişkin mâhkumiyet hükmü tekerrüre esas alınmıştır. Anılan ilâm yönünden uyarlama yargılaması sonucunda ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.09.2015 tarihli ve 2015/232 Esas, 2015/313 Karar sayılı kararı ile verilen 15 yıl hapis cezasına ilişkin kararın, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 19.01.2016 tarihli ve 2015/6191 Esas, 2016/111 Karar sayılı ilâmı ile onanarak 19.01.2016 tarihinde kesinleştiği, incelenen suçun 20.02.2013 tarihinde işlendiği anlaşılmıştır.
    Ayrıca ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.03.2002 tarihli ve 2001/376 Esas, 2002/53 Karar sayılı kararı ile sanığın müessir fiil suçundan da 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu karar yönünden uyarlama yapılmayıp anılan ilâmın da tekerrüre esas olduğu belirlenmiştir.
    3. Tekerrüre esas alınan mahkûmiyet hükmünün uyarlama yargılaması sonucunda yine hükümlü hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle tekerrüre esas olma koşulu ortadan kalkmadığından, karardan tekerrür hükümlerinin çıkarılması talebinin reddine ilişkin ek karara yönelik itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiğine dayanan kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir
    III. KARAR
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği Tebliğname'de açıklanan düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
    Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

    Hemen Ara