Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/8384 Esas 2022/7778 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/8384
Karar No: 2022/7778
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/8384 Esas 2022/7778 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/8384 E.  ,  2022/7778 K.

    "İçtihat Metni"

    K A N U N Y A R A R I N A B O Z M A

    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SAYISI : 2019/383 E., 2021/776 K.
    SUÇ : Kasten yaralama
    İNCELEME KONUSU
    KARAR : Mahkûmiyet
    KANUN YARARINA
    BOZMA YOLUNA
    BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararların kanun yararına bozulması

    ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.11.2021 tarihli ve 2019/383 Esas, 2021/776 Karar sayılı kararları ile hükümlü ... hakkında katılan ...'ı, hükümlü ... hakkında katılan ...'ı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun'un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin netice cezaların türü ve miktarı itibarıyla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle karar tarihi olan 30.11.2021 tarihinde kesinleştikleri belirlenmiştir.
    Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 03.07.2022 tarihli ve 2022/5403 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 19.07.2022 tarihli ve KYB-2022/100186 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
    I. İSTEM
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 19.07.2022 tarihli ve KYB-2022/100186 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
    “Dosya kapsamına göre, sanık ...'in katılan ...'a yönelik basit kasten yaralama eylemi ile sanık ...'ın katılan ...'a yönelik aynı eylemine ilişkin olarak sanıklar hakkında atılı suçtan 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmasına rağmen, müsnet suçu silahla işlediklerine dair bir delil bulunmayan sanıklara ek savunma hakkı da verilmeden anılan Kanun’un 86/3-e maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayininde isabet görülmemiştir.”
    Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
    II. GEREKÇE
    1. 5237 sayılı Kanun’un, “Kasten yaralama” başlıklı 86 ncı maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (e) bendi;
    (2) (Ek fıkra: 31.3.2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12.5.2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.
    (3) Kasten yaralama suçunun;
    İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında,... artırılır."
    Şeklinde düzenlenmiştir.
    5237 sayılı Kanun'un, "Faillik" başlıklı 37 nci maddesinin birinci fıkrasında ise;
    "(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
    Şekline düzenleme yapılmıştır.
    5271 sayılı Kanun'un, "Suçun niteliğinin değişmesi" başlıklı 226 ncı maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan birinci ve ikinci fıkrası;
    "(1) Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.
    (2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.
    Şeklindedir.
    2. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde sanık ... ile inceleme dışı diğer sanıklar ... ve ...’nın katılan ...'ı birlikte yaraladıkları, sanıklar ... ve Ramazan’ın yaralama eylemini silahtan sayılan alet ile gerçekleştirdikleri, katılanın adli raporundaki bulgular dikkate alındığında silahtan sayılan alet kullanıldığının sabit olduğu ve mahkemenin kabulünün de bu şekilde olduğu olayda, sanıkların fiil üzerinde ortak hakimiyet kurarak aynı fikir ve eylem birliği içerisinde neticeye birlikte sebebiyet verdikleri ve diğer sanıklar ... ve Ramazan'ın cezasından silah nedeniyle artırım yapıldığı, sanık ...'ın da 5237 sayılı Kanun'un 37 nci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle sanık ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinin uygulanmaması gerektiğine dayanan kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    3. Bununla birlikte, sanık ...'nın, katılan ...'ı kasten yaralama suçunu silahtan sayılan bir aletle gerçekleştirmediği, katılanın adli raporundaki bulgular dikkate alındığında silahtan sayılan alet kullanıldığının sabit olmadığı olayda, sanık ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinin uygulanmaması gerektiğine dayanan kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
    4. Her iki sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, § 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Adil yargılanma hakkı başlıklı 6 ncı maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Hak arama hürriyeti başlıklı 36 ncı maddesine ve 5271 sayılı Kanun'un 226 ncı maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olarak sanıkların savunma hakkının kısıtlanmasında isabet görülmediğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu yöndeki kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    III. KARAR
    1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği Tebliğnamedeki hükümlü ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinin uygulanmaması gerektiğine dair düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
    2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklara ek savunma tanınmaması ve hükümlü ... hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinin uygulanmaması gerektiğine dair düşünceler yerinde görüldüğünden bu yöndeki kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
    3.Hükümlü ... hakkında katılan ...'ı, hükümlü ... hakkında ...'ı kasten yaralama suçundan, ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.11.2021 tarihli ve 2019/383 Esas, 2021/776 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
    5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    10.10.2022 tarihinde karar verildi.

    Hemen Ara