Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3288 Esas 2012/5515 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3288
Karar No: 2012/5515
Karar Tarihi: 27.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3288 Esas 2012/5515 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3288 E.  ,  2012/5515 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatiften şartlı üyelik şeklinde satın aldığı dairede eksikleri gidererek oturabilir hale getirdiğini, ancak dairenin projede otopark olması nedeniyle tapusunun verilmediğini ileri sürerek, tapunun iptali ile tescilini, olmadığı takdirde 30.000,00 TL"nin, ıslah dilekçesinde ise 29.900,00 TL daire bedeli ile 3.800,00 TL. daire için yapılan masraf olmak üzere toplam 33.700,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı temsilcisi davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı kooperatifin peşin bedelle ve şartlı üye olarak kabul ettiği davacıya vermeyi vaad ettiği dairenin, projede otopark olarak gösterilmesi nedeniyle ifa imkansızlığı oluştuğu, sözleşmenin bu nedenle hükümsüz hale geldiği, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacının vermiş olduğu paranın günümüzde ulaşmış olduğu değerini ve dava konusu daireye yapmış olduğu iyileştirmeye yönelik katkı payını talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 33.700,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece, konut karşılığı tazminatın ve daire için yapılan masrafın tahsili isteminin kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. madde hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği taktirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunmak zorundadır. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder.
    Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğuna engel değildir. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı yasanın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağın farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
    Öte yandan, kendisine konut teslim edilemeyen kooperatif ortağının tazminat talep hakkı vardır. Bu tazminatın hesaplanma şekli, Dairemizin yerleşik uygulamasında aşağıdaki gibi formüle edilmiştir:
    1) Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
    2) Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
    3) Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettiği ortaya çıkarılmalıdır.
    4) Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
    5)Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı
    bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece (talep miktarı aşılmadan) bu miktara hükmedilecektir.
    Somut olayda, mahkemece davacının yukarıdaki ilke ve açıklamalar çerçevesinde peşin ödemeli ortak olup olmadığı üzerinde durularak, peşin ödemeli ortak olduğu ve yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğinin belirlenmesi durumunda dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden tazminata hükmedilmesi; davacının peşin üyeli ortak olmamasına rağmen normal ödemesini yapıp bir konut sahibi olan ortak kadar aynı miktarda ödeme yapmış olması durumunun tespiti halinde de yine dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden tazminata hükmedilmesi; davacının peşin ödemeli ortak olmadığı ve ödemelerinin de tam olmadığının tespiti durumunda ise yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan formül gereğince tazminat hesabı yaptırılmak suretiyle varılacak sonuca göre tazminat isteminin karara bağlanması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Öte yandan, davacıya tahsis edilen konutun projede otopark olarak ayrılmış olmasına ve tapuya bağlanması mümkün olmamasına göre, bu durumu bilerek daireye bir takım masraflar yapan davacının bu bedeli talep etme hakkı bulunmadığının gözardı edilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararının tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara