Esas No: 2021/684
Karar No: 2022/11654
Karar Tarihi: 14.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/684 Esas 2022/11654 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/684 E. , 2022/11654 K.Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi'nin verdiği bir karara göre, bir kişi uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan mahkum edilmiştir. İlk mahkemece verilen cezayı inceleyen Yargıtay, bu kararı hukuka uygun bulmuştur. Sanık ve müdafiinin temyiz talepleri reddedilmiştir. Ancak bir üye, sanığın adli sicil kayıtlarında yer alan birden fazla mahkumiyet hükmü arasından hangisinin tekerrüre esas alınacağı konusunda verilen kararı eleştirmiştir. Kararın dayandığı kanun maddeleri ise şunlardır: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 226. ve 304/1. maddeleri, 7080 sayılı Kanun'un 94. maddesi. Bu maddelerde sanık hakkında uygulanacak kanun hükmü değiştiğinde ek savunma hakkının tanınması ve adli sicil kaydının duruşmada okunması gerektiği vurgulanmaktadır.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ANKARA Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1- Mahkûmiyet: Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi 08/10/2019 tarih, 2019/53 esas ve 2019/527 karar
2- İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi 18/09/2020 tarih, 2019/2466 esas ve 2020/547 karar
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, 08.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7079 sayılı Kanun'un 94. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 299/1-1. cümlesine getirilen değişiklik uyarınca takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık ve müdafiinin dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf talebinin düzeltilerek esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz istemlerinin CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmesine, 14/11/2022 tarihinde üye ...'in sevk maddesi
içerisinde yer almayan ve bu hususta ek savunma hakkı da tanınmadan sanık ... hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasının bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle karşı oyu ve oy çokluğuyla, 14/11/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine göre; suçun hukukî niteliği değiştiğinde ya da cezanın artırılması veya cezaya ek olarak güvenlik tedbiri uygulanması gerektiğinde, durum sanığa veya varsa müdafiine bildirilerek ek savunma hakkı tanınmadan, sanık hakkında iddianamede gösterilen dışında bir kanun hükmü uygulanamaz.
Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek durumunun, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkmadığı, dava açıldığında da mevcut olduğu ileri sürülerek, bu konuda ek savunma hakkına gerek bulunmadığına ilişkin görüş kabul edilemez. CMK'nın 226. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır" ifadesi, "iddianamede gösterilmeyen bir kanun hükmü gereğince, sanığın cezasının artırılması veya sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanması gerektiğinde de birinci fıkrada olduğu gibi durum sanığa veya varsa müdafiine bildirilerek ek savunma hakkı tanınması gerekir" anlamındadır.
Adli sicil kayıtlarında birden fazla hüküm bulunduğunda, bu hükümlerden hangisinin tekerrüre esas olduğu konusunda mahkemelerin bile zaman zaman yanıldığı, tekerrüre esas olmayan hükmün tekerrüre esas alındığı dikkate alındığında, hakim ve Cumhuriyet savcılarının bile uygulamada yanıldıkları bir konuda sanıklardan adli sicil kayıtlarındaki hükümlerden hangisinin tekerrüre esas olduğunu bilmesini beklemenin doğru olmayacağı kanaatindeyim.
Adlî sicil kaydı, CMK’nın 209. maddesi gereğince duruşmada okunması zorunlu belgelerdendir. Tekerrür oluşturan mahkûmiyet hükmünün yer aldığı adlî sicil kaydının duruşmada okunması üzerine sanığın okunan kaydın kendisine ait olduğunu veya bu belgeye karşı bir diyeceğinin bulunmadığını söylemesinin ek savunma yerine geçmesi mümkün değildir.
Emredici nitelikte olan CMK’nın 226. maddesi gözardı edilerek, sanığa ek savunma hakkı verilmeden, TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, sanık hakkındaki hükmün bozulması gerektiği kanısını taşıdığımdan çoğunluğun temyiz isteminin esastan reddine ilişkin görüşüne katılmıyorum. 14/11/2022