23. Hukuk Dairesi 2011/1773 E. , 2012/5502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olup, davalı kooperatif tarafından müvekkilinin parasal yükümlülükerini yerine getirmediği gerekçesiyle, üyelikten ihraç edildiğini, oysa ki keşide edilen ihtarnamelerin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"na ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, keşide edilen ihtarnamelerin hukuka uygun olduğunu, davacının borcunu ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının davalı kooperatif üyesi olduğu, davalı kooperatif tarafından davacıya keşide edilen birinci ve ikinci ihtarnamelerde talep edilen aidat borçlarının kanun ve anasözleşmeye uygun olduğu, ayrıca ihtarnamelerin Tebligat Kanunu"nun 21. ve Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddelerine uygun olarak tebliğ edildiği, davacının ihraç kararından sonra yaptığı ödemelerin, kooperatifçe kabul edilmesinin, üyelik sıfatının benimsendiği anlamına gelmeyeceği ve kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davrandığının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkindir. Davalı kooperatif vekili savunmasında 28.06.2009 tarihli genel kurulda alınan kararlar uyarınca davacının müvekkiline borcu olduğu ve borcun ödenmemesi üzerine ihraç kararının alındığını ifade etmiştir.
Davalı kooperatifin, adı geçen 28.06.2009 tarihli genel kurulun iptali için dava açıldığı ve davanın halen ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/762 Esas sayılı dosyasında bilirkişiden rapor alındığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, genel kurulun iptaline ilişkin davanın somut olayı doğrudan ilgilendireceği ve davanın taraflarını bağlayıcı olacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca mahkemece genel kurulun iptaline ilişkin davanın neticesi beklenerek, tüm deliller birlikte değerlendirilip, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.