Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/439 Esas 2012/5497 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/439
Karar No: 2012/5497
Karar Tarihi: 27.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/439 Esas 2012/5497 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu dava, bir kooperatifin inşaatı sırasında meydana gelen iş kazasında ölen bir işçinin ailesine ödediği bedel nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumu'nun talebiyle açılan rücuen tazminat davasıdır. Kooperatif yöneticileri, sorumluluklarının olmadığını savunarak davanın reddedilmesini istemişlerdir. Ancak mahkeme, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda bazı davalıların zamanaşımı itirazında bulunduklarını, bazılarının ise davanın kabul edilmesi gerektiğini tespit etmiştir. Kooperatif yöneticilerinin davacı tarafından hukuki sorumluluğunu kabul edilmeleri nedeniyle diğer davalıların davacı tarafından talep edilen miktarı ödemeleri gerektiğine hükmedilmiştir. Ancak mahkemenin zamanaşımı süresi konusundaki yanılgılı gerekçeleri nedeniyle karar bozulmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: Borçlar Kanunu'nun 125 ve 147. maddeleri, Ticaret Kanunu'nun 309/4 ve 336/1-5. maddeleri ve Kooperatifler Kanunu'nun 62. maddesi.
23. Hukuk Dairesi         2012/439 E.  ,  2012/5497 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı ... vekilince duruşmalı, davacı kooperatif vekili ve davalıla.... ile ... vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı kooperatif vekili Av. ...... ile davalı asil ..., ... vekili Av. ..., davalı ... vekili Av....., davalı asil ... gelmiş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ..."da yaptırdığı sitenin inşaatı sırasında 25.09.1992 tarihinde meydana gelen patlama sonucu inşaatta çalışan bir işçinin vefat ettiğini, bu kişinin mirasçılarının dava dışı SSK kurumu tarafından bağlanan maaşının sorumluluklardan rücuen tahsili için ... 2. İş Mahkemesinde adı geçen idare tarafından açılan dava sonucunda müvekkili kooperatif tarafından icra dosyasına 38.088,00 TL ödeme yapıldığını, davacıların kazanın meydana geldiği tarihte müvekkili kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduklarını ve kazadan sonra yaptıkları müracaatlar ve aldıkları kararlar sonucunda sorumluluğun müvekkilinin üzerine kalmasına sebep olduklarını, zira inşaat işini yüklenici firmanın yaptığını ve ölen işçinin de bu firmanın taşeronunun işçisi olduğunu, ancak sanki bu kişinin davacı kooperatifte çalışıyormuş gibi 29.09.1992 tarihinde ise giriş bildirgesi ile sigorta girişi yapıldığını, oysa patlamanın 25.09.1992 tarihinde meydana geldiğini ve işçinin ağır yaralı olarak hastahanede bulunurken işe giriş bildirgesini imzalayamayacağını, imzanın ölen işçiye ait olmadığını, davalıların ise giriş bildirgesi vermek suretiyle sorumluluğu davacının üzerine bıraktıklarını, ayrıca ölen kişinin ailesine 125.000,00 TL tazminat ödendiğini, bu ödemenin SSK"ya bildirilmediği için adı geçen idare tarafından ölen işçinin ailesine yapılan ödemeden tenkis edilmediğini, müvekkili kooperatifin 12.03.2005 tarihli genel kurulda alınan karar uyarınca dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek, meydana gelen 38.088,00 TL zararın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 62. maddesi uyarınca yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., kazanın 1992 yılında meydana geldiğini, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, yine davalılar ... ve ..."da ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüşlerdir. Davalı ..., duruşma sırasında davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... ise cevap dilekçesinde dava konusu işlerin kooperatifin müdürü ve avukatı tarafından takip edildiğini, tüm yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, sorumluluğun davacı kooperatife ait olduğunu savunmuş, davalı ... vekili ise, davanın davacı kooperatifin denetçileri tarafından açılması gerektiğini, davacı kooperatifin aktif dava ehliyeti olmadığını, ayrıca müvekkilinin ve diğer davalıların olayda kusurlarının olmadığını ifade ederek, davanın reddini istemiş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davanın Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollamasıyla TTK"nun 336/1-5. maddesine dayalı olarak açılan rücuen tazminat davası olduğu, TTK"nun 309/4. maddesi uyarınca davanın olayın öğrenilmesinden itibaren iki yıl, olay tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerektiği, bazı davalıların zamanaşımı itirazında bulundukları, davalılar ...,...ve ..."ın ilk itiraz süresi içinde zamanaşımı itirazında bulundukları, davalılar ... ve..."nin itirazlarının ilk itiraz süresi içinde yapılmadığı ve davacı tarafından karşı çıkıldığı, olayda davacı kooperatif işçisi olarak çalışmayan ve kaza sonucu vefat eden işçinin dava dışı taşeronun işçisi olmasına rağmen davacı kooperatif yöneticileri tarafından ise giriş bildirgesi verildiği, bildirgenin verilmemiş olması halinde dava dışı SSK tarafından tüm bedelin taşerondan talep edilecekken, bildirgenin verilmesi nedeniyle davacıya yöneldiğini, ayrıca davacı tarafından ölen işçinin mirasçılarına ödenen tazminat nedeniyle alınan ibranamenin de zamanında adı geçen idareye verilmemesi nedeniyle zararın büyüdüğü, davalı yönetim kurulu üyelerinin bu nedenle sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer davalılar...., ...,... ve ... yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı kooperatif vekili, davalı ... ve davalılar ..... ile ... vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı kooperatif, iş kazası sonucu ölen işçinin ailesine ödediği bedel nedeniyle SSK"nın dava ve takibine maruz kalmış ve adı geçen dava dışı idareye ödediği tazminatın, kusurlu davrandıklarını iddia ettiği davacı yöneticilerden tahsilini istemiştir. BK"nun 147. maddesi gereğince rücuu hakkından istifade eden müteselsil borçlulardan herbiri tediye ettiği miktar kadar alacaklının haklarına halef olur. Müteselsil sorumluların birbirlerine karşı açacakları rücu davalarında uygulanacak zamanaşımı süresi ile ilgili BK"da açık bir düzenleme bulunmadığından, bu hususta uygulanacak hüküm BK"nun 125. maddesidir. Bu maddede belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi de müteselsil sorumlunun ödeme yaptığı tarihtir. Hal böyle olunca, mahkemece, açıklanan hususlar gözönüne alınıp zamanaşımı def"i yeniden değerlendirilerek tüm delilller birlikte değerlendirilmek suretiyle, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davalı ... ve davalılar... ile ... vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre temyiz eden davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı kooperatif yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı kooperatife ödenmesine, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara