Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/71 Esas 2022/4112 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/71
Karar No: 2022/4112
Karar Tarihi: 26.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/71 Esas 2022/4112 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/71 E.  ,  2022/4112 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.12.2018 tarih ve 2017/414 E- 2018/932 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.10.2020 tarih ve 2019/638 E- 2020/923 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirket ile TEDAŞ arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli "İHDS" kapsamında sözleşme öncesi dönemdeki olaylarda kaynaklanan sorumluluğun sözleşmenin 7.4 ve 7.6 mdleri gereğince davalı TEDAŞ'a ait olduğunu, faaliyetlerin davalı TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen iş kazası sebebi ile zarara uğrayan üçüncü kişi konumundaki işçi tarafından Adana 1. İş Mahkemesi'nin 2011/277 Esas sayılı dosyası ile açılmış olan tazminat sonucu verilen kararın kesinleştiğini, ilam nedeni ile Ankara 19. İcra Müdürlüğü'nün 2012/18462 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine müvekkili şirket tarafından 160.411,75 TL ödenmek zorunda kaldığını, ödenen miktardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile 162.068,36 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, İşletme Devir Sözleşmesi ve Hisse Satış Sözleşmeleri yapılıp, dağıtım faaliyetleri ile ilgili devre esas bilonçolar düzenlenip kesinleştiğinden davanın esas yönünden reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın zamanaşımına uğramadığı, davacı şirket ile TEDAŞ arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanmış olan işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 maddesinde dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü sırada bu faaliyetin yürütülmesi amacı ile gerçekleştirilen her türlü iş ve işlerin bütün sorumluluğunun TEDAŞ' a ait olduğu, TEDAŞ tarafından yürütülmüş olan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının TEDAŞ olduğu, icra dosyasına 160.411,75 TL'nin 02/01/2013 tarihinde ödendiği, icra dosyasında kabul edilen asıl alacak miktarına işlemiş faiz uygulanarak yapılan hesaplama sonucu ödeme tarihi itibari ile 161.430,07 TL'nin davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 161.430,07 TL'nin ödeme tarihi olan 02/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05/12/2018 tarih ve 2017/414 Esas 2018/932 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının reddine, davanın kısmen kabulüne, 160.411,75 TL'nin 02/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8.217,73 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 26/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
    MUHALEFET ŞERHİ

    Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı Yasa ile düzenlenmiş, 02/04/2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile TEDAŞ özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiye'deki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01/03/2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı TEDAŞ'a ait olmakla birlikte, TEDAŞ'tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
    TEDAŞ tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
    Davacı şirket, tüm hisseleri davalı TEDAŞ'a ait olmak üzere 04/10/2013 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'ne devredilerek tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
    Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, tarihli hisse satış sözleşmesinden önce yapılmıştır.
    Özelleştirme aşamasında tarihinde Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş'nin özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
    Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı TEDAŞ'tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
    Keza, 04/10/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
    Diğer taraftan 04/10/2013günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve TEDAŞ'ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
    Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
    Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 04/10/2013 tarihi öncesi, yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı TEDAŞ'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 04/10/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
    Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
    Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 04/10/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 04/10/2013 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen dava konusu ödemeden dolayı, 04/10/2013 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile davanın reddine karar verilmek üzere istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddiyle yazılı gerekçe ile kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.


    Hemen Ara