Esas No: 2021/81
Karar No: 2022/4109
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/81 Esas 2022/4109 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/81 E. , 2022/4109 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.05.2017 tarih ve 2014/250 E. - 2017/376 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.10.2020 tarih ve 2018/1373 E. - 2020/1072 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, üç ortaklı olan davalı şirkette davacıların ortak olduğunu, davalı şirketin müdürünün dava dışı ... olduğunu, ...'ın davalı ...'ın babası olduğunu, şirketin bütün idari ve mali faaliyetinin davalı ... ile dava dışı ... tarafından yürütüldüğünü, şirketin içini boşaltarak kayıplara karıştıklarını, şirketin vergi borcunun şirket ortakları olarak müvekkilleri tarafından ödendiğini, şirketin banka kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde davalı şahsın annesi ve şirket müdürünün eski eşi olan ...'e usulsüz para aktardığının görüldüğünü, şirketin ne müdürünün ne muhasebe kayıtlarının ortada olmaması sebebiyle şirket ortaklar kurulunun toplanamadığını belirterek şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesi ile şirketin fesih ve tasfiyesi davasını şirket ortaklığından çıkartılmalarına izin olarak ıslah ettiğini belirtmiştir.
Davalı ... vekili, davalı şirketin üç ortaklı olduğunu, müvekkilinin şirketin ortağı olduğunu, şirket organlarının toplanamaması ve faaliyetinin durmuş olması nedeniyle fesih ve tasfiyesine karar verilmesini kabul ettiklerini, ancak davalı şirketin müdür olan dava dışı ... tarafından yönetildiğini, müvekkilinin idari ve mali işleri yürütmediğini, şirketin içinin boşaltıldığının doğru olmadığını, annesine usulsüz işlemler yapmadığını savunmuştur.
Davalı şirkete yapılan tebligata rağmen şirket temsilcisi tarafından cevap verilmediği gibi şirket temsilcisi duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin temsilcisinin davalı ... olmadığı, dava dışı üçüncü kişi olduğu, davalı ... vekilinin fesih ve tasfiye talebinin kabul beyanı vekaletnamede bu hususta
kabul yetkisi olmadığı gibi davalı ...'ın işbu davada taraf sıfatı olmadığından bu yöndeki kabulünün hukuki sonuç doğurmayacağı, davanın başlangıçta şirketin fesih ve tasfiyesi istemiyle açılmış iken ıslahla ortaklıktan haklı sebeple çıkma davası olarak değiştirildiği, dosya kapsamı itibariyle ortaklıktan haklı sebeple çıkma koşullarının oluştuğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarmaya yönelik ıslah edilen davanın şirket yönünden reddine, şirketin fesih ve tasfiyesi davası ve ıslah edilmiş hali ile ortaklıktan çıkma davasında husumetin şirkete yöneltileceği, davalı ortağın işbu davada sıfatı bulunmadığından davalı ...'a yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin temsilcisinin davalı ... olmadığı, dava dışı ... olduğu, davalı ortağın işbu davada sıfatı bulunmadığı, davanın şirkete yöneltileceği, davalı şirketin 2007, 2008 ve 2009 dönemlerine ilişkin kurumlar vergisi beyannameleri, bilançolar ve banka ekstrelerine göre kârlı durumda olduğu, dosya kapsamı itibariyle ortaklıktan haklı sebeple çıkma koşullarının oluştuğunun kanıtlanamadığı, sonuç olarak davalı ...'a yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı şirkete yönelik davanın esastan reddi gerektiği, ancak İlk Derece Mahkemesinin davalı şirkete ait vergi dairesinden bilançoları getirtmediği, davalı şirketin verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtları sunmadığından ilgili vergi dairesinden bilançolar getirtilerek bu bilançolar ve dosyada var olan davalı şirkete ait banka ekstreleri üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırıldığı, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle gerekçe yönünden kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı Muhammet Emre Kızılırmak'a yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı şirkete yönelik davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 26/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.