Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4628 Esas 2012/5442 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4628
Karar No: 2012/5442
Karar Tarihi: 25.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4628 Esas 2012/5442 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/4628 E.  ,  2012/5442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının davacı kooperatifin üyesi ve ... sitesinde C Blok 7 no"lu dairenin maliki olduğunu, 2005-2006-2007 senelerine ait ortak gideri ödemediğini, ödenmeyen kısım için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 inkar tazminatı ve genel kurulca alınan karara göre aylık % 10 oranında faize karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin 2006-2007-2008 yıllarına ait site ortak gider ve aidatı alacaklarına dayandığını, oysa davalının taşınmazı 24.11.2008 tarihinde satın aldığını, alırken borçlu olduğunu bilmediğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 35.maddesine göre kendisine ait olmayan borçlardan sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kooperatif ortak giderlerinin ve aidatın tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesi"nde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların Sulh Hukuk Mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işlere de Sulh Hukuk Mahkemesi"nde bakılacağı ifade edilmiştir. Buna göre, bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99 ncu maddesinde, bu Yasa’dan doğan uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davalarının ticari dava olduğu kabul edilmiş, TTK.nun 5/1 nci maddesinde "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.” hükmüne yer verilmek suretiyle Sulh Hukuk Mahkemesi de ticari davalara miktar itibariyle bakmakla görevli kılınmıştır. Öte yandan, üye olup olmadığında çekişme bulunan bir davalının hukuki durumunun tespitine yönelik bir dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, çözümü üyelik statüsünün tesbitine bağlı bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, salt mal varlığı hukukuna dayalı olmayan bir davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü gerekir.
    Somut olayda, davalının 24.11.2008 tarihinde taşınmazı satın aldığı ve bundan önce kooperatif üyesi olmadığı, davalının taşınmazı ve üyeliği devir aldığı uyuşmazlık dışı olup, uyuşmazlık taşınmazı ve üyeliği devir aldığı tarihinden önceki döneme ilişkin aidat borçlarından sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı kooperatif anasözleşmesinin 17/3. maddesi "Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeri ortağa geçer" hükmünü içermektedir. Davacı, bu maddeye dayanarak takip başlatmış, davalı ise üyelik devrinden önceki borçlardan sorumlu olmadığını savunmuştur. Diğer anlatımla, davalının üye olup olmadığı çekişmeli olmadığından, asliye hukuk mahkemesi görevli değildir. Bu nedenle salt malvarlığı hukukuna dayalı olan bu davanın değerine ve aynı zamanda ticari olan niteliğine göre davanın görevli olan Sulh Hukuk Mahkemesi"nde açılmış olduğu gözetilerek, mahkemece işin esasına girilip, iddia, savunma ve tüm taraf delilleri değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara