Esas No: 2020/11413
Karar No: 2022/11706
Karar Tarihi: 15.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11413 Esas 2022/11706 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/11413 E. , 2022/11706 K.Özet:
İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet kararı verdi. Ancak, suç tarihinden önceki diğer davaların incelenmemesi ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi sürecindeki yükümlülüklerin takibi eksik yapıldığı gerekçesiyle karar bozuldu. Kanunlar açısından detaylı olarak incelendiğinde, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası, erteleme süresi zarfında sanığın tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da kullanması durumunda ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılmayacağını belirtiyor. Yine aynı Kanun'un 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin infaz işlemlerinin uygun şekilde takip edilmesini ve ihlal durumunda ayrı bir dava açılmasını öngörüyor. Son olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, suçluların durumlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL 11. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/13195 esasında kayıtlı İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/03/2016 gün, 2015/322 esas 2016/88 karar sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi'' kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıca madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve
kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine", karar verilmesi,
b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibariyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi,
Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2) Sanığın 03/10/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle 28/10/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, bu kararın 26/11/2014 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, kararın 12/12/2014 tarihinde kesinleştiği, sanığın yükümlülüklerine uymadığından bahisle 15/04/2015 tarihli iddianame ile hakkında kamu davası açıldığı, aralarındaki bağlantı nedeniyle birlikte incelenen İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/03/2016 gün, 2015/322 esas ve 2016/88 karar sayılı dosyasında sanığın 12/10/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle ise 17/02/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, bu kararın 25/02/2015 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, kararın 13/03/2015 tarihinde kesinleştiği, sanığın 16/04/2015 tarihinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurması nedeniyle 12/06/2015 tarihli iddianame ile hakkında kamu davası açıldığı,
6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin infaz işlemlerinde, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak üzere çıkarılan ilk uyarılı başvuru davetiyesinin tebliği üzerine, müracaatta bulunmayan sanığın, aynı Kanunun 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için; "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde, sanık hakkında kamu davasının açılması gerektiği, inceleme konusu 03/10/2014 tarihli olayda, sanığa ikinci uyarı yapılmadığı için kamu davasını açma koşulları oluşmadığı ancak;
03/10/2014 ve 12/10/2014 tarihli eylemler nedeniyle iki ayrı kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği birlikte değerlendirildiğinde, erteleme kararı verilmesinden önceki tüm eylemlerin tek bir suç olarak kabulü gerektiğinden, 17/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının hukuki değerden yoksun olduğu, somut olayda sanık hakkında tek suç nedeniyle mahkûmiyet kararı verilebileceği, temel ceza
belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılmasının mahkemenin takdirinde olduğu, 16/04/2015 tarihli eylemin, 28/10/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile belirlenen denetim serbestlik tedbirinin ihlali olabileceği anlaşıldığından, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3) Kabule göre de; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 15/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.