Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2965 Esas 2012/5417 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2965
Karar No: 2012/5417
Karar Tarihi: 25.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2965 Esas 2012/5417 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/2965 E.  ,  2012/5417 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit ve alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Vek.Av. ... gelmiş davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -
    Davacı vekili, asıl davada, davalıya tahsis edilen 6331 ada 12 parsel 1 numaralı bağımsız bölümün, kooperatif borçlarından ötürü satılması nedeniyle davalı tarafından konutun rayiç değeri hesaplanarak müvekkili hakkında 22.07.2005 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının böyle bir takip başlatabilmesi için konut edinemeyen kooperatif üyesinin Yargıtay"ın yerleşik içtihatları doğrultusunda hak edeceği tazminatın hesaplanması gerektiğini, doğrudan doğruya konutun rayiç değerinin istenemeyeceğini, ayrıca takip tarihi itibariyle aidat borcu bulunan davalının böyle bir talepte bulunamayacağını, diğer yandan, davalının takip tarihinden sonra 12.08.2005 tarihinde kooperatif üyeliğinnden istifa ettiğini, bu nedenle sadece ödediği aidatları talep edebilecek olan davalının konut tahsisi veya bedelinin tazminini isteyemeyeceğini, takip tarihi itibariyle davalının muaccel alacağının bulunmadığını, davalının bir alacağının bulunması halinde de dava konusu üyelik ile yine istifa ederek ayrıldığı 6332 ada 2 parsel 2 numaralı konuta dair üyelikten kaynaklanan borçlarıyla takas edilmesinin icap ettiğini, reeskont faizi istenmesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin, takip nedeniyle 140.475,00 TL borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, birleşen davada ise talebin hangi üyeliğe ilişkin olduğunun ve aidat alacağı ile eksik imalat nedeniyle istenen bedelin açıklattırılması gerektiğini, imalat bedelinden kaynaklanan talebin zamanaşımına uğradığını, istifa eden davalının dava dışı konutu iade etmemesi nedeniyle aidat ödeme yükümlülüğünün devam ettiğini, bu itibarla davalı-karşı davacının alacağı varsa kooperatif alacağı ile mahsup edileceğini savunarak, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, asıl davada, müvekkiline ait 6331 ada 12 parsel 1 numaralı bağımsız bölümün kooperatif borçlarından ötürü icra marifetiyle satıldığını, satışın yapıldığı takibin, ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle kesinleşmediğini, üçüncü kişilerden borç
    Alınmasının yasal olmadığını, müvekkiline zarar verme kastıyla hareket edildiğini, bu nedenle tazminat hakkı doğduğunu, müvekkilinin kooperatife borcu bulunmadığını, üyelikten ayrılması nedeniyle de borçlu olmasına olanak bulunmadığını, taleplerinin kooperatifin eyleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğunu, kooperatife yaptıkları ödemelerin iadesini talep etmediklerini savunmuş, birleşen davada ise konutların üyelere eksik olarak teslim edildiğini, tüm ince işlerin müvekkili tarafından yapıldığını ileri sürerek, asıl davanın reddine, davacının en az % 40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, birleşen davada çıkma payı alacağı ve imalat bedeli olarak şimdilik 55.000,00 TL"nin reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu bağımsız bölümün kaba inşaat haricindeki imalatlarının davalı-karşı davacı tarafından yapıldığı, davalı-karşı davacının istifa ettiği yıl bilançosundaki genel giderlerin düşülmesinden sonra 10.396,90 TL çıkma payı alacağının bulunduğu, istifa tarihinden itibaren 4 yıl 11 ay 28 gün geçmesi nedeniyle zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, davalı-karşı davacının harcadığı 36.177,90 TL imalat bedelinin mahsubu ile davacı-karşı davalının takip nedeniyle 103.822,10 TL borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı isteminin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 10.396,90 TL aidat alacağının davalıdan tahsiline, her iki davada fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine;
    2) Asıl dava, menfi tespit, birleşen dava çıkma payı alacağı ile eksik imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 10. maddesinde düzenlenen istifa, ortaklıktan çıkma anlamına gelir ve ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil, ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi ile hüküm ifade eder aksi halde ortağın, ortaklıktan kaynaklanan tüm hak ve yükümlülükleri devam edecektir. Menfi tespit davasına konu icra takibinin başlatıldığı tarihte davacının kooperatif üyesi olduğu, takip tarihinden sonra 12.08.2005 tarihinde davalının kooperatif ortaklığından istifa ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Takip tarihinden sonra kooperatif ortaklığından istifa eden davalının takibe konu alacağına ilişkin menfi tespit davasında yukarıda belirtilen ilke çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekirken bu ilkenin göz ardı edilmesi ve kararın asıl dava yönünden yukarıda belirtilen ilkeler kapsamında yeterli gerekçe içermemesi yerinde değildir.
    Öte yandan, Birleşen davada, çıkma payı alacağı ve eksik imalat bedeli olarak 55.000,00 TL talep edilmekte ise de her bir talep için hangi miktar talep edildiği birleşen dosya davacısına açıklattırılmamıştır. 6100 sayılı HMK"nun 31"nci maddesinde "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" başlığı altında "Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmü ile karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nun 75/2 maddesinde "Ancak müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında izahat isteyebilir, hakim
    davanın her safhasında iki tarafın iddiaları hududu dahilinde olmak üzere kendilerini istima ve lazım olan delillerin ibraz ve ikamesini emredebilir." ifadesine yer verilmiştir. Bu durumda, temyiz incelemesi tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nun 31"nci maddesi çerçevesinde birleşen dosya davacısına, talebi açıklattırılmalı ve yapılacak açıklama kapsamında yargılamaya devam edilerek delillerin toplanması gerekmektedir.
    Bunun yanı sıra, Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve sunulan raporlara taraflarca itiraz edildiği halde itirazları karşılayacak şekilde yeni bir rapor alınmadığı gibi yeni rapor alınmamasının gerekçesi de açıklanmamıştır. Bu durumda, davacı koperatifin genel kurul tutanakları, defter ve belgelerinin celbedilmesi, kooperatif hesapları ile ortaklar tarafından ödeme yapılan varsa diğer hesapların incelenmesi, yapılan ödemelerin hangi üyeliğe ilişkin olduğunun tespit edilmesi, birleşen dosya davacısının yaptığını iddia ettiği imalatlar tesbit edilerek her bir imalatın değerinin ayrı ayrı belirlenmesi, özetle, tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak içerikte, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    3)Bozma nedenine, bozma sonrasında mahkemece yeni bir hüküm kurulacağına göre, taraf vekillerinin hüküm fıkrasının tereddüt oluşturduğuna, hüküm kurulurken davaların birbirine karıştırıldığına ve vekalet ücretine dair diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadelesine, 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı birleşen davada davacıdan alınarak asıl davada davacı birleşen davada davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara