Esas No: 2022/7566
Karar No: 2022/7883
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7566 Esas 2022/7883 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/7566 E. , 2022/7883 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli kasten öldürme, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER :A)Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarih ve 2018/467 Esas – 2020/274 Karar sayılı;
1)Sanık ...’ün nitelikli kasten öldürmeye yardım suçundan; 5271 sayılı CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine,
2) Sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasında sanığın; 5237 sayılı TCK’nin 281/1 ve 53.maddeleri uyarınca 4 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine,
3) ... hakkında;
a)Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan; CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine,
b)Sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davasında sanığın; kasten öldürme suçundan; TCK’nin 81/1, 29 ve 53. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine dair kararı.
S/2
B)İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 12/04/2021 tarih ve 2020/1896 Esas - 2021/563 Karar sayılı;
1) Sanık ... hakkında;
“İstinaf başvurularının esastan reddine”,
2) Sanık ... hakkında;
“İlk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak, sanığın nitelikli kasten öldürme suçundan cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasında CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine”,
3) ... hakkında;
a)Özel belgede sahtecilik suçundan; katılanlar vekilinin istinaf talebinin CMK’nin 279/2. maddesi uyarınca reddine,
b)Özel belgede sahtecilik suçundan; Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun esastan reddine,
c)Kasten öldürme suçundan; “İlk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak, sanığın nitelikli kasten öldürme suçundan; TCK’nin 82/1-a, 29, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile mahkumiyetine” dair kararı.
TEMYİZ EDENLER :Sanık ... müdafii, katılanlar ..., ... ve ... vekili
TÜRK MİLLETİ ADINA
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 12/04/2021 tarih ve 2020/1896 Esas – 2021/563 Karar sayılı kararının sanık ... müdafii ile katılanlar ..., ... ve ... vekili tarafından 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen süreler içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Katılanlar ..., ... ve ... vekilinin özel belgede sahtecilik suçundan ilk derece mahkemesince verilen beraat hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun CMK’nin 279. maddesi uyarınca reddine dair karara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
S/3
Katılanların özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasına katılma ve kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunda bulunma hak ve yetkisi bulunmadığından, katılanlar ..., ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı CMK'nin 266/1 ve 279/1-b maddeleri uyarınca reddine dair istinaf mahkemesince verilen hükmün temyizi kabil olmayıp, itiraz kanun yoluna tabi tabi olduğundan, dosyanın incelenmeksizin itiraz incelemesi yapılması için mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2) Katılanlar ..., ... ve ... vekilinin özel belgede sahtecilik suçundan ilk derece mahkemesince verilen beraat hükmüne ilişkin o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Özel belgede sahtecilik suçundan doğrudan zarar görmeyen katılanlar ..., ... ve ... kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığından, katılanlar vekilinin bu hükme yönelik temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298/1. maddesi gereğince tebliğnamedeki düşünce gibi REDDİNE,
3) Katılanlar ..., ... ve ... vekilinin sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan ilk derece mahkemesince verilen beraat hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nin 294/1. maddesinde yer alan "Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır." şeklindeki düzenleme gereğince, katılanlar ..., ... ve ... vekilinin temyiz dilekçesinde sanık ... yönünden verilen hükmün hukuki yönüne ilişkin herhangi bir temyiz sebebi ya da içerik bildirilmediğinden, vaki temyiz talebinin 5271 sayılı CMK'nin 298/1. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünce gibi REDDİNE,
4) Sanık ... hakkında ...’u nitelikli kasten öldürme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ile katılanlar ..., ... ve ... vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında hükmedilen hapis cezasının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle, bölge adliye mahkemesi kararının CMK’nin 286/2-a maddesi gereğince temyize tabi olduğu belirlenerek ve sanık ... müdafii ile katılanlar ..., ... ve ... vekilinin
S/4
duruşmalı inceleme isteminin 7079 sayılı Kanun'un 94. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 299. maddesi uyarınca reddiyle incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin yapmış olduğu duruşma sonrasında verdiği “Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarih ve 2018/467 Esas – 2020/274 Karar sayılı ilamıyla sanık ... hakkında maktule yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükmün kaldırılarak, sanığın nitelikli kasten öldürme suçundan TCK’nin 82/1-a, 29, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” dair kararında bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin; uygulanan kanun maddelerinde ve delillerin değerlendirilmesine hataya düşüldüğüne, sanığın tasarlayarak adam öldürme suçundan beraat etmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesinin doğru olmadığına, katılanlar ..., ... ve ... vekilinin; sanığın olayın sadece tasarlayarak adam öldürme şeklinde görülmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğuna, ilk derece mahkemesince kasten adam öldürme suçundan sanığa 18 yıl hapis cezası verilmiş iken, istinaf mahkemesinin, sanığın adam öldürme suçunun nitelikli halini işlediğini kabul etmesine rağmen cezayı 16 yıl 8 ay hapis cezası olarak belirlemesi suretiyle ceza miktarını düşürmesinin hukuka, adalete ve vicdana aykırı olduğuna, sanık hakkında haksız tahrik indiriminin uygulanması hatalı olduğu gibi, bu tahrik indiriminin üst sınırdan uygulanmasının da hatalı ve hukuka aykırı olduğuna, yine sanık hakkında takdiri indirim nedeninin uygulanmasının da hatalı ve hukuka aykırı olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine,
Ancak;
Sanık ... hakkkında kurulan hükümde önce; "Sanığın geçmişteki hali, sabıkasız oluşu, duruşmadaki iyi hali, failin geleceği üzerindeki olası etkisi gözetilerek sanığa verilen ceza TCK'nin 62 maddesi uyarınca takdiren (1/6) oranında indirilmesine” karar verilerek sanık hakkında takdiri indirim uygulandığı halde, bir sonraki paragrafta; "Sanık yararına cezayı hafifletecek taktiri nedenlerin mevcut olmadığı ve cezanın faillerin geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak taktiren hakkında 5237 sayılı TCK’nin 62. maddesi gereğince cezasının indirilmesine yer olmadığına" karar verilmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ... müdafii ile katılanlar ..., ... ve ... vekilinin yerinde
S/5
görülen temyiz sebeplerinin kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 12/04/2021 tarih ve 2020/1896 Esas – 2/21/563 Karar sayılı hükmünün CMK'nin 302/2. maddesi gereğince tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA,
5) Sanık ... ... hakkında ...’u nitelikli kasten öldürme suçundan istinaf mahkemesince verilen beraat hükmüne yönelik sanık müdafii ile katılanlar ..., ... ve ... vekilinin temyiz talebinin CMK’nin 286/2-g maddesi gereğince yapılan incelenmesinde;
Temyiz edilen hükmün beraate ilişkin olması nedeniyle CMK’nin 299. maddesinde belirtilen şartlar oluşmadığından, katılanlar vekilinin duruşmalı inceleme isteminin reddiyle incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle;
Tarafsız görgü tanığı bulunmayan olayda, her ne kadar sanık ...’in eşi tanık ... 27/06/2019 tarihli duruşmada; "...'ın cep telefonunun şarjı bittiği için o gün ...'un telefonunu alarak gitti.." şeklinde beyanda bulunmuş ise de, 28/09/2018 tarihli tutanakta sanık ...'in kullandığı telefon hatlarından olan ve Göç İdaresi kayıtlarında da beyan ettiği ... numaralı hattın maktulün öldürüldüğü suç tarihinde 26/05/2018 günü saat 22.25'ten saat 23:11'e kadar olay yeri civarında sinyal verdiğinin tespit edildiğinin belirtilmesi, sanık ... ...’in “abisi diğer sanık ... tarafından kendisi için tutulduğu belirtilen suçun işlendiği evi daha önce görmediğini” beyan etmesine rağmen, sanık taksici ...’ün “suçun işlendiği eve daha öncesinde bir kaç kez sanık ... ... ile birlikte sanık ...’u da götürdüğünü” ifade etmesi, yine maktule ait cesedin parçalanmış vaziyette içinde bulunduğu valizlerden birini ... ... taşırken diğerini de sanık ...’in taşıdığına ilişkin güvenlik kamerası görüntülerinin varlığı ve maktulün amcasının oğlu ... ... isimli kişinin bu görüntülerden sanıkları teşhisi karşısında, sanıkların kardeş olmaları ve tanık anlatımının sanık ...’i suçtan kurtarmaya yönelik olduğunun anlaşılması karşısında; sanık ...’in üzerine atılı sübut bulan tasarlayarak kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCK’nin 82/1-a maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirdiğinden, katılanlar ..., ... ve ... vekilinin yerinde görülen temyiz sebeplerinin kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 12/04/2021 tarih ve 2020/1896 Esas – 2/21/563 Karar sayılı hükmünün CMK'nin 302/2. maddesi gereğince tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA,
S/6
Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/2-b maddesi gereğince "İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere" Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/10/2022 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Maktul ...'un öldürüldüğü olayda sanıklardan ... hakkında yerel mahkemece kasten adam öldürme suçunun vasıf değiştirerek suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme (TCK'nin 281) suçuna dönüştüğünden bahisle mahkumiyet kararı verilmiş bu kararın aleyhe temyizi üzerine BAM Ceza Dairesi tarafından eylemin kasten adam öldürme suçu olarak iddianamede anlatıldığı TCK'nin 281. maddesinden hüküm kurulamayacağı ve ancak kasten adam öldürme suçundan sanığın cezalandırılmasına yeter delil bulunmadığı gerekçesi ile sanık ...'in beraatine karar verilmiş, BAM Ceza Dairesi kararının lehe ve aleyhe temyizi üzerine de Dairemiz çoğunluğu tarafından sanık ...'un üzerine atılı tasarlayarak kasten adam öldürme suçunu işlediğinden mahkumiyetine karar vermek yerine beraat kararı verilmesinden bahisle bozulmuştur. Dairemizin bozma kararına eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile katılmıyorum.
Şöyle ki;
Dairemizce ilk kez sanık ... hakkında kasten adam öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmiş olup Dairemizin bozma kararındaki gerekçede;
a) Olayın görgü tanığının olmadığı ancak sanık ...'a ait ... nolu hattın olay gecesinde saat 22.25 ile 23.11 arasında maktulün öldürüldüğü yerin yakınından sinyal verdiği,
b) Sanık ...'un ailesiyle birlikte oturması için abisi sanık ... tarafından kiralanan eve sanık ...'un daha önce hiç gelmediğini söylediği halde olay öncesinde buraya sanık ...'u aracı ile getirdiğine dair taksici olan sanık ...'nın beyanları olduğu,
S/7
c) Maktulün cesedinin iki valiz içerisinde sanıklar ... ve ... tarafından götürülürken kamera kayıtlarında görüldükleri ve her iki sanığın da maktulün amca oğlu ... tarafından teşhis edildikleri, sanıklar ... ve ...'un kardeş oldukları sübut gerekçesi olarak gösterilmiştir.
Dosya incelendiğinde;
1)Sanık ...'un mahkumiyetine dayanak olarak gösterilen ve sanık ... tarafından kullanıldığı anlaşılan telefon hatlarının (Özellikle de ... ve ... ) ve yine tüm sanıkların ve maktulün cep telefonlarına ait HTS kayıtları ve bu kayıtlar dikkate alınarak aldırılmış bilirkişi raporu dosyada yoktur, buna rağmen iki polis memurunun imzaladığı bir tutanak dikkate alınarak sanık ...'un mahkumiyetine karar verilmiştir. Mahkemelerce verilen kararlar dosyadaki deliller ile desteklenmeli ve kararı okuyan tüm tarafları ikna edici nitelikte olmalıdır.
2)Kamu görevlisi olan polis memurlarının dayanakları (HTS dökümleri) dahi dosyada bulunmayan bir tutanağı dikkate alınarak (Sanık ...'un aleyhine olan ana delil bu tutanaktır.) adam öldürme suçundan yargılama yapılıp mahkumiyet kararı verilemez. İlgili kişilerin tüm dosya ve HTS kayıtları işinin ehli bir bilirkişiye verilerek tarafların ve maktulün oğlunun beyanları ve telefon aramaları dikkate alınmakla olay saati tam olmasa da maktulün öldürüldüğü zaman aralığı belirlenmeli bu zaman aralığında sanık ...'un olay yerinde olup olmadığı da (nerede olduğu) bilirkişi raporu ile belirlenmelidir. Raporun denetlenebilmesi amacı ile ilgili HTS kayıtları da dosyada olmalıdır. Kolluk tarafından düzenlenen tutanak hiçbir şekilde hakim tarafından denetlenmeksizin doğru kabul edilerek ( Dayanak kabul edilen HTS dökümlerine ait belgelerde dosyada olmadığı halde ) başkaca da bir delil de yok iken (Sanık ... aleyhine en önemli delil işte bu tutanaktır.) sanık ...'un mahkumiyetine karar vermek doğru değildir. Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin bu dosyada açıkça ihlal edildiği kanaatindeyim.
Belirttiğim gerekçelerle öncelikle eksik incelemeden sanık ... yönünden bozma kararı verilmesi kanaati ile Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyoru