Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16580 Esas 2022/11834 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/16580
Karar No: 2022/11834
Karar Tarihi: 16.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16580 Esas 2022/11834 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi, uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle verilen kararın temyiz talebinin reddedildiğini açıkladı. Ancak, sanığın yokluğunda verilen kararın usulsüz olduğu anlaşıldı ve süresinde tebliğ edilmediği için temyiz talebi reddedildi. Suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan TCK'nın 191. maddesinde belirtilen ceza miktarı, CMK'nın basit yargılama usulü hakkındaki 251. maddesine göre indirim yapılabileceği belirtilerek açıklandı. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları geriye yürümediğinden dolayı, derhal uygulama yapılması gerekmektedir.
10. Ceza Dairesi         2020/16580 E.  ,  2022/11834 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : BÜYÜKÇEKMECE 16. Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Temyiz talebinin reddine ilişkin

    Dosya incelendi
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Sanığın yokluğunda verilen hükmün öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre tebligat çıkarılması, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği nazara alındığında, doğrudan MERNİS adresine 13/05/2015 tarihinde yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmakla öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek tebliğnamedeki temyiz isteğinin süreden reddine dair düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan. 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "...basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp. Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet karan verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında
    yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara