Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/426 Esas 2022/4193 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/426
Karar No: 2022/4193
Karar Tarihi: 30.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/426 Esas 2022/4193 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/426 E.  ,  2022/4193 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.06.2019 tarih ve 2017/324 E. - 2019/614 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.11.2020 tarih ve 2019/2137 E. - 2020/1398 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının 17.03.2017 başvuru tarihli, 2017/04011 numaralı, "Doğal taş kırma ve patlatma makinesinde yenilik" başlıklı faydalı model belgesi olduğunu, davalının faydalı model haklarına tecavüz oluşturan eylemlerinin bulunduğunu ileri sürerek davalının bu eylemlerinin tespitini, tecavüz fiillerinin önlenmesini, durdurulmasını ve kaldırılmasını, tecavüz sonucu meydana getirilen ürünlere ve bunların üretiminde kullanılan cihaz ve makine gibi araçlara el konulması ve bunların imhası, el konulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınmasını, hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı talebi üzerine Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/20 D. İş sayılı dosyasında düzenlenen tespit bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, davacının faydalı model belgesi aldığı makinenin çok önceden piyasada kullanılıyor olduğunu, dava dışı şirketler tarafından davacının faydalı model tescil başvurusunda bulunduğu makinenin mermer kesim ve kırma makinesi olarak üretilip satışının yapıldığını savunarak davacı reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davacının TPMK nezdinde faydalı model tescil başvurusunda bulunduğu makinenin davalı tarafından taklitle üretilerek teşhir edilmekte olduğu, faydalı model başvurusunun yayınlandığı tarihten itibaren başvuru sahibinin buluşa vaki tecavüzden dolayı dava açmaya yetkili olduğu, dava tarihinde başvuru henüz yayınlanmamış ise de 6769 sayılı SMK'nun 141/2. maddesi gereğince tecavüz edenin başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş olması halinde başvurunun yayımlanmış olmasının aranmayacağının düzenlendiği, davanın 31/05/2017 tarihinde açıldığı, davacının davalıya 21/03/2017 tarihli ihtarnameyi göndererek davalıyı tecavüzden ve başvurudan haberdar ettiği böylece davalının kötü niyetli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davalı eyleminin davacı adına tescilli 2017/04011 (doğal taş kırma ve patlatma makinasında yenilik) başlıklı faydalı modelden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği ve haksız rekabet yarattığının tespitine, davalının faydalı modele tecavüzünün men ve refine, tecavüz konusu ürünlerin satışının önlenmesine, tecavüze konu ürünlerin imhasına karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; 6769 sayılı SMK'nun 141/3. maddesinde faydalı model başvurusunda bulunan tarafından tecavüz edenin başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş olması halinde başvurusunun yayımlanmış olmasına bakılmayacağı, tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığının kabul edileceği, aslında 21/03/2017 tarihli ihtarnameyi davalının davacıya gönderdiği ve çift taraflı patlatma makinesinin faydalı model tescilinin hükümsüz olduğu ve kabul edilmediğini davacıya bildirdiği, Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/20 D. İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu davalıya 20/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının tespite itiraz ettiği, davacının dava tarihinden önce başvuruyu ve tecavüzden davalıyı haberdar ettiğinden söz edilemeyeceği anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf istemlerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, faydalı model belgesine tecvüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve kaldırılması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince yukarıda özetlenen şekilde davanın kabulüne dair karara karşı davalının istinaf istemi Bölge Adliye Mahkemesince, davacının 17.03.2017 başvuru tarihli faydalı model belgesine dayalı istemleri için 6769 SMK’nın 141/3. maddesine göre davalıya bildirimde bulunması gerekirken, davalı tarafından davacıya gönderilen 21.03.2017 tarihli ihtarnamenin bu şartı sağlamadığı gerekçesiyle kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    6769 sayılı SMK’nın 141. maddesinin 3. fıkrasında ’’Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun 97'nci maddeye göre yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz.’’ denilmekle, tecavüz edenin faydalı model başvurusundan haberdar edilmekle, buluşa tecavüzden dolayı dava açılması için başvurunun yayımlanmış olmasının aranmayacağı açıkça belirtilmiştir ise de, somut olayda; davacı 17.03.2017 tarihinde faydalı model belgesi için başvuruda bulunmuş olup, davalı tarafından davacıya gönderilen 21.03.2017 tarihli Denizli 3. Noterliği, 07447 sayılı ihtarnamesinden, davalının davaya konu faydalı model belgesinden en azından bu tarihte ve başvurunun yayınından önce haberdar olduğu davacının ayrıca davalıyı başvurudan haberdar etmesine gerek olmadığı kabul edilerek, davanın esası hakkında inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yasanın aradığı haberdar edilme şartının oluşmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara