Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/10559 Esas 2022/11871 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/10559
Karar No: 2022/11871
Karar Tarihi: 16.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/10559 Esas 2022/11871 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/10559 E.  ,  2022/11871 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : KIRŞEHİR Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    A- Hüküm tarihinden önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değik TCK'nın 191. maddesinin 8. fıkrasında, 188 veya 190. maddelerde tanımlanan suçlardan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191. madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanıklar hakkında "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilmesi hükme bağlanmış, 191. maddenin 9. fıkrasında ise "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümlerinin uygulanacağı..." belirtilmiştir.
    Dolayısıyla sanıklar hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dolayı açılan davada, yapılan kovuşturma sonucunda sanıkların sabit olan eyleminin "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğunun anlaşılması durumunda, suç vasfındaki değişiklik nedeniyle Mahkemece 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 8. fıkrası uyarınca, "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan hüküm kurulma aşamasına gelindiğinde; öncelikle, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti gerektiğinden; sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığı, varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının denetim süresi içinde işleyip işlemediklerinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilmiş ve infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
    1) Sanıklar hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının
    açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde görülüyorsa, Cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunulup erteleme kararı verilen suça ilişkin olarak dava açılması sağlanarak, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, aynı Kanun'un 191. maddesinin 5. fıkrası da gözetilmek suretiyle, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir hüküm kurulması,
    2) Sanıklar hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
    a) 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı yoksa,
    b) Ya da 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturma sonuçlanmış ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmişse,
    c) Ya da 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilecek olursa,
    Mahkûmiyetle sonuçlanmayan yukarıdaki (b) ve (c) bentlerine giren durumlarda da önceki suç nedeniyle TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı yok hükmünde sayılacağından, sanıklar hakkında, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesindeki şartlar dikkate alınmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu olup, Kanunun amir hükmü olduğu için sanıkların önceki hükümlülükleri bu maddenin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191 maddesinin 8. fıkrası uyarınca, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen şartlar aranmaksızın, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, karar verilmesi,
    3) Sanıklar hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
    a) 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde değilse, ayrıca önceki suçtan mahkûmiyet kararı veya erteleme süresinin olumlu geçirilmesi nedeniyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 7. fıkrası uyarınca ''kovuşturmaya yer olmadığı'' kararı verilmişse;
    b) Ya da 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilecek olursa,
    Bu suç doğrudan soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suç olacağından yargılamaya devam edilerek, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir hüküm kurulması,
    Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    Kabule göre;
    B- Suç tarihi olan 13/06/2011 itibarıyla yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu gözetilmeden, suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca temel cezanın 2 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
    C- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanıklara isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile "... kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanıklar lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanıkların hukuki durumlarının "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Ç- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 16/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara