Esas No: 2021/17
Karar No: 2022/4252
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/17 Esas 2022/4252 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/17 E. , 2022/4252 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Biga 1. Asliye Hukuk Mahkemesi verilen 22.05.2018 tarih ve 2015/31 E- 2018/160 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 23.09.2020 tarih ve 2018/1755 E- 2020/814 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Biga Truva Nakliyecilik Temizlik Hizm. Tur. İnş. Güv. Hiz. Tic. San. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olduğu, dava dışı şirket adına Biga Vergi Dairesi’nce tahakkuk ettirilen 221.126,91 TL vergi borcunu 19/12/2014 tarihinde ihtirazi kayıtla Vergi Dairesi’ne ödediğini, müvekkilinin itirazi kayıtla ödediği vergi borcundan 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi ve 213 sayılı Vergi Usulu Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca davalıların yönetim kurulu başkanı ve üyesi olarak müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, 221.126,91 TL vergi borcundan davalıların sorumlu olduklarını iddia ettiği 147.417,94 TL'lik kısmın 19/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan rucüen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., 2006 yılında davacı ...'ın samimiyetine güvenip incelettirmeden dava dışı anonim şirkete ortak olduğunu, şirket defterlerinde usulsüzlük olduğu gerekçesiyle defterdarlığın cezai işlem uyguladığını, davacı ile aralarında husumet doğduğunu, vergi dairesine ödeme yapılacağından 22 ay boyunca şirketten hiç para almadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., şirket defterlerinde usulsüzlük olduğundan defterdarlığın cezai işlem uyguladığını, davacıya sorduğunda herhangi bir sorunla karşılaşmayacaklarını söylediğini, vergi borcunun yapılandırıldığını, kendi payına düşen kısmın 37.000,00 TL olduğunu, bunu 9 taksitle ödediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, dava dışı Biga Truva Nakliyecilik Temizlik Hizmetleri Tur. Güv. Hiz. Tic. ve San. A.Ş.'nin 28.12.2010 tarihli genel kurulunda davalı ...'ün yönetim kurulu başkanı, davacı ... ve diğer davalı ...'ın yönetim kurulu yardımcılığına seçildikleri, davacının 19.12.2014 tarihinde Biga Vergi Dairesi’ne şirket yönetiminde bulunan tüm üyelerden geri alma, rücu etme hakkı saklı kalmak kaydıyla ihtirazı kayıtla şirketin vergi borcunu yapılandırarak 221.126,91 TL ödeme yaptığı, her ne kadar davalılardan ... ödeme yaptığını iddia etmişse de buna ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunmadığı, VUK'nın 10. maddesi uyarınca anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketin vergi ve buna bağlı borçları yönünden sorumluluklarının fer'i nitelikte olduğu, yani borcun asıl yükümlüsü olan şirkete başvurulmadan ve başvurunun sonuçsuz kaldığı anlaşılmadan yönetim kurulu üyesinin sorumluluğuna gidilemeyeceği, dosya kapsamında vergi dairesi tarafından vergi borcunun tahsili için şirket aleyhine takip başlatılıp başlatılmadığı veya dava açılıp açılmadığı, davacının, şirketin kamu borcunu takip veya davanın sonuçsuz kalması nedeniyle ödeyip ödemediği hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı, bilirkişi incelemesi için istenilen 2014 yılına ait defterler sunulamadığından, şirketin parasal hareketlerinin izlenmesi ve değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, vergi borçlarının ödendiği tarihte şirketin ödeme gücü olup olmadığı da tespit edilemediğinden davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davanın, davacı tarafından ödenen dava dışı şirketin vergi borçlarının, kamu alacağının sorumlusu bulunan davalı yönetim kurulu üyelerinden rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, ancak, söz konusu alacağın davalılardan önce asıl mükellef olan şirketten talep edildiğinin iddia ve ispat olunmadığı, resen araştırmaya tabi olmayan işbu davada mahkemenin kendiliğinden araştırma yapması da gerekmediğinden, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.