23. Hukuk Dairesi 2012/3782 E. , 2012/5355 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekili ve süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 23.12.1997 tarihli, düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince, müvekkiline teslimi gereken 2 nolu dairenin sözleşmeye uygun yapılmadığını ileri sürerek, dairedeki eksiklikler nedeniyle doğan zarara karşılık olarak, şimdilik 20.000,00 TL"nin, iskan tarihinden itibaren işleyen ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taşınmazı, iskan tarihinden önce eşine sattığını, aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, iddia edilen eksikliklerin açık ayıp niteliğinde olduğunu, teslim tarihi olan 11.05.2001 tarihinden üç buçuk yıl sonra ihtar çekildiğini, davanın süresinde açılmadığını, davacının iyiniyetli olmadığını, inşaatın mimari projeye uygun yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 15.H.D."sinin 17.06.2008 tarih ve 2008/1942-4021 esas ve karar sayılı ilamı ile davacının zararı belirlenirken hangi yılın rayiç değerlerinin esas alındığının belli olmadığı, 2002 yılı itibariyle eksik iş nedeniyle uğranılan zararın bilirkişiden alınacak ek rapor ile belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 2002 yılı itibariyle oluşan zararın 9.100,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 9.100,00 TL"nin 05.01.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz istemi yönünden:
Davacı vekilinin temyiz dilekçesi, davalı vekiline 16.03.2012 günü tebliğ edilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından HUMK.nun 433 ncü maddesinde öngörülen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra, 27.03.2012 günü harcı yatırılıp, temyiz defterine kaydı yapılarak, katılma yolu ile temyiz edilmiştir.
01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, bu gibi hallerde Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyizi yönünden:
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından, davacıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.