Esas No: 2022/3043
Karar No: 2022/4262
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/3043 Esas 2022/4262 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/3043 E. , 2022/4262 K.Özet:
Davacı, \"Dijitalleşme Endeksi\" ibareli markasının ticari ve sosyal sorumluluk projeleri kapsamında kullanıldığını ve ayırt edici olduğunu belirterek tescilini talep etmiştir. Ancak Mahkeme, işaretin kullanımla ayırt edicilik kazanmadığına ve ticaret hayatında herkesin kullanımına açık olduğuna hükmederek davanın reddine karar vermiştir. Karara yapılan temyiz itirazları reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, dava 556 sayılı KHK'nın 7/a, c maddeleri uyarınca açılmış ve YİDK'nın 2015/M-7167 sayılı kararı esas alınmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.06.2016 tarih ve 2015/395 E. - 2016/181 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 10.07.2014 tarihinde "Dijitalleşme Endeksi" ibareli, 9, 35, 38, 41 ve 42. sınıftaki ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2014/58297 nolu marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından 556 sayılı KHK'nın 7/a, c maddesi uyarınca resen reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin ret kararının kaldırılması istemiyle itirazda bulunduğunu, YİDK'nın 2015/M-7167 sayılı kararıyla işaretin ayırt edici olmadığı, vasıf bildirici ve ticaret alanında herkesin kullanımına açık adlandırma olduğu gerekçesiyle 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin a ve c bendi uyarınca reddine karar verdiğini, müvekkilinin "Dijitalleşme Endeksi" ibareli markasıyla Türkiye'nin dijital altyapısının değerlendirilmesi, gelişimini sağlayacak mobil teknoloji uygulamaları, maddi ve manevi yardım ve destekleri kapsayan sosyal sorumluluk projeleri kapsamında, değişen iş dünyasında işletmeleri yarına hazırlamak, djital haritasını çıkarmak ve ihtiyaçlarını belirlemek üzere geliştirdiği bir platmform olduğunu, bu kapsamda bir slogan markası yarattığını, piyasada kullanıldığını, bütün olarak başvuru konusu işaretin ayırt ediciliğinin bulunduğunu, marka olabilme vasfının olduğunu, tescil başvurusunun reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, "Dijitalleşme Endeksi" ibaresinin sunulan ürün ve hizmetlerin vasfına işaret ettiğini, herkesin kullanımına açık olduğunu, marka algısı yaratmadığını, "Dijitalleşme Endeksi" ibaresinin ortalama tüketiciler tarafından doğrudan doğruya değişen ve gelişen rekabetçi piyasa koşul ve dinamikleri çerçevesinde firmaların ve organizasyonların dijitalleşme alanındaki durumlarını değerlendiren bir gösterge biçiminde algılanacağını, işaretin başvuru kapsamındaki ürün ve hizmetler için ayırt edici olmadığını, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının başvurusunun "Dijitalleşme Endeksi" ibaresinden oluştuğu, 9, 35, 38, 41 ve 42. sınıf ürün ve hizmetleri içerdiği ve davacının marka tescil başvurusunun bu sınıflar için reddedildiği, ibarenin bütün olarak, firmaların dijitalleşme alanındaki tüm durumlarını tanımladığı, başvuru konusu mal ve hizmetler için ayırt edicilik taşımadığı, vasıf bildirdiği ve ticaret hayatında herkesin kullanımına açık nitelikte olduğu, işaretin kullanımla ayırt edicilik kazandığına ilişkin bir kanıt da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.