Esas No: 2020/7534
Karar No: 2022/4266
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7534 Esas 2022/4266 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7534 E. , 2022/4266 K.Özet:
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davada, davacı şirket Abant Su'nun davalı şirketten satın aldığı Abant logolu su kapaklarının ayıplı olduğunu iddia ederek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve zararının tazminine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, alınan bilirkişi raporları sonucu ayıplı kapakların üretim hatası nedeniyle olduğunu tespit etse de, davacının saklama koşulları ile ilgili kusurlu davranışlarının ispatlanamadığını ve iade faturalarının esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davanın kısmen kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacının zararını ispat edemediğini ve davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararını bozmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 421. ve 422. maddeleri uyarınca düzenlenen karar, davalının imal ettiği ayıplı ürünlere ilişkin zararın ispatlanması gerekliliğini ve bu ispatın yapılmadığı durumlarda davanın reddi gerekliliğini vurgulamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.09.2020 tarih ve 2015/352 E. - 2020/407 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı-birleşen davalarda davacı vekili tarafından duruşmalı, asıl davada davacı-birleşen davalarda davalı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 31.05.2022 günü hazır bulunan asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili Av. ...ile asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin ''Abant Su'' markası altında doğal kaynak sularının şişelenip pazarlama ticareti ile uğraştığını 5 ve 10 lt' lik şişeler için 48 mm ''Abant '' logolu su kapaklarını davalı şirketten satın aldığını, bu kapaklardan Mayıs-Temmuz 2009 tarihleri arasında teslim edilenlerin istenilen vasıflarda üretilmediği anlaşılınca kapakların ayıplı olduğuna dair ihtarname çektiklerini, ODTÜ' den rapor aldıklarını, ayrıca tespit yaptırdıklarını ve takibe geçtiklerini ileri sürerek davalının icra takibine yapılan itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ayıplı mal iddiasının yerinde olmadığını, davacıya mal satışının 16.12.2008 tarihinde başladığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davalarda davacı vekili, davalıya sattığı kapaklar için kesilen 23 adet fatura bedelinin tahsil edilmesi için Ankara 19. İcra Müdürlüğü'nün 2009/12120 E. sayılı dosyasıyla başlatılan takibe ve bakiye kalan 2 adet fatura için de Ankara 19. İcra Müdürlüğü'nün 2009/18185 E. sayılı dosya için başlatılan takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, takibe konu bedeli istenen kapakların ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve alınan bilirkişi raporuna göre, asıl dava bakımından; alınan bilirkişi raporları ile dava konusu kapaklarda üretim hatası olduğunun tespit edildiği, davacının şişeleme, saklama koşullarına aykırılık yüzünden kusurlu davranışlarının bulunduğu davalı tarafça her türlü şüpheden uzak yeterli ve inandırıcı bir delil ile ispat edilmediği davalı tarafından, saklama koşulları ile ilgili 26.09.2009 tarihli tutanak tek taraflı olarak düzenlenmiş olup, davacı şirketin imzasının bulunmadığından delil olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı, dava konusu kapakların ayıplı üretildiği, mevcut ayıpların gizli ayıp niteliğinde bulunduğu ve Mayıs-Temmuz 2009 tarihleri arasındaki 5 ve 10 litrelik su şişelerine ait iade faturalarının esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve dava konusu alacak likit alacak (borçlusu tarafından bilinebilir) niteliğinde olmadığından yargılamayı gerektirdiğinden davacı yararına icra inkar tazminatının reddi gerektiği, birleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/652 Esas sayılı dosyasında; davacının ayıplı olduğu ispatlanamayan 23 adet fatura bedelini yaptığı kısmi tahsilat sonrası tahsilini istemekte haklı olduğu diğer birleşen Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/10 Esas sayılı dosyasında; takibe konu 2 adet faturaya konu kapakların ayıplı olduğundan bedellerinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne diğer birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davacı birleşen davada davalı ve asıl davada davalı birleşen davalarda davacı vekilince karar temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazları asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Asıl dava, davalı tarafından üretilen ve davacıya satılan su şişe kapaklarının ayıplı olmasından kaynaklı ayıplı kapak bedellerinin ödenmemesi nedeniyle girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan araştırma ve alınan çok sayıda bilirkişi raporu ile bozma ilamı gereği olan raporlar arasında çelişki giderilmediği gibi davacının müşterilerinden gelen iade faturalarından kaynaklı zarara münhasıran davalının imalatındaki kapakların sebebiyet verdiği ispatlanamamıştır. Zira kapakların güneşe maruz, kalması, şişeleme esnasında hatadan dolayı da çatlak olabileceği dosya içeriği ile sabittir.
Bu durumda, davalının imal ettiği ve davacıya sattığı şişe kapaklarından dolayı iade edilen kapaklar nedeniyle zararını talep etme hakkı bulunmayıp asıl davanın reddi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
3- Birleşen dava, davacının davalıya sattığı kapak bedellerinin tahsili amaçlı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Asıl davadaki bozma nedenine göre, birleşen davada davacının davalıya sattığı 5 ve 10 litrelik su şişeleri plastik kapak bedellerinin taraf defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespitine karar verilmesi gerekirken birleşen davanın kısmen kabulü yönünde verilen karar hatalı olup,kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle asıl davacı-birleşen davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile asıl davalı-birleşen davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2)nolu bendde açıklanan nedenlerle asıl davada davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile asıl davanın davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile birleşen davanın davacı yararına BOZULMASINA,takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davacı-birleşen davalıdan alınarak asıl davalı-birleşen davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.444,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davalarda davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davalarda davacıya iadesine, 31/05/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1-Asıl davada;
Dosyadaki yazılara, yerel mahkemece Dairemizin 2013/13841 Esas, 2014/10758 Karar sayılı ve 10.06.2014 tarihli bozma ilamına uyularak karar verilmiş olmasına,
Bozma gereğince alınan ve konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen raporlarda, davalı tarafından üretimi yapılan kapakların ayıplı olduğunun tespit edilmesine,
Davacının bayiileri tarafından düzenlenen iade faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı bulunmasına, bayii iadelerinin kapakların ayıplı olması nedeniyle bozulan-dökülen su ürünlerine ilişkin olmasına,
Davacının kapakları saklama koşullarına aykırı depoladığı, kullandığına ilişkin davalı savunmasının inandırıcı delillerle isbat edilememesine,
Mahkemece hükmolunan bedelin ayıplı kapakların iade faturaları esas alınarak hesaplanmış olmasına göre asıl davada verilen kararın onanması,
2-Birleşen Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/10 Esas sayılı dosyasında, takibe dayanak 07.07.2019 ve 14.07.2009 tarihli faturalara konu kapakların asıl davada tesbit edildiği üzere ayıplı olması nedeniyle fatura bedellerinin talep edilemeyecek olması nedeniyle davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanması,
3-Birleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/652 Esas sayılı dosyasında da, icra takibine konu gerekçeli kararda tarih no ve miktarlar belirtilen toplam 46.678,37 TL tutarlı faturaların ilişkin olduğu kapakların üretim tarihlerine, bu kapakların ayıplı olduğunun birleşen davanın davalısı tarafından isbat edilememiş bulunmasına göre davanın kısmen
kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının onanması gerekirken, dosyadaki somut delillere, tesbit raporuna, bayiilerin iade faturalarına ve bir çok kez alınan bilirkişi raporlarına rağmen asıl dosya davacısının kapakların ayıplı olduğunu isbat edemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davalarda verilen kararların davalı-birleşen davaların davacısı lehine bozulması usul ve yasaya uygun değildir.
Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun bozma gerekçesine karşıyım.