Esas No: 2022/7521
Karar No: 2022/7926
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7521 Esas 2022/7926 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/7521 E. , 2022/7926 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli kasten öldürme
HÜKÜMLER : 1- Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesinin 24/06/2020tarih ve 2020/8 (E) - 2020/31 (K) sayılı ilamı ile;
a- Sanık ... hakkında kasten öldürmeye yardım suçundan TCK'nin 81/1, 39/2-c, 62, 53.maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası,b- Sanık ... hakkında TCK'nin 81, 53, 54.maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası,
2- ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. CezaDairesinin 10/02/2021 tarih, 2020/1877 (E), 2021/474 (K) sayılı kararı ile sanıklar hakkındakihükümlerin CMK'nin 280/2. maddesi uyarıncakaldırılarak;
a- Sanık ... hakkında nitelikli kastenöldürme suçundan TCK'nin 82/1-a, 62, 53. maddeleriuyarınca müebbet hapis cezası,
b- Sanık ... hakkında TCK'nin 82/1-a,53, 54. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbethapis cezası.
3- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23/05/2022 tarih 2021/8192 (E) - 2022/3812 (K) sayılı ilamı.
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanıklar ... ve ... hakkında maktul ...'ye yönelik nitelikli kasten öldürme
ve bu suça yardım suçlarından mahkumiyetlerine yönelik Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesinin 24/06/2020 tarih ve 2020/8 (E) - 2020/31 (K) sayılı kararının sanıklar müdafileri, katılanlar vekili ve Cumhuriyet Savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 10/02/2021 tarih, 2020/1877 (E) - 2021/474 (K) sayılı kararı ile duruşma açmak suretiyle sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürmeye yardım suçundan kurulan hükmün kaldırılarak sanık hakkında nitelikli kasten öldürmeye iştirak suçundan hüküm kurduğu, bu hükümlerin sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23/05/2022 tarih, 2021/8192 (E) - 2022/3812 (K) sayılı ilamı ile temyiz itirazlarının esastan reddine kararı verildiği;
Dairemizin esastan red kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2022 tarih, 1- 2021/41904 nolu yazısıyla;
"Suçun sübutu, eylemin faillerinin tespiti ve nitelendirmenin yerinde olduğu sanık ... hakkında oluşturulan hükme yönelik herhangi bir itiraz söz konusu olmayıp, Yüksek Daire ile Başsavcılığımız arasındaki uyuşmazlık sanık ...'ın suça katılımının TCK'nin 37. maddesi uyarınca müşterek fail olarak değil TCK'nin 39. maddesi yardım eden olarak sorumlu olması gerektiğine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre maktule silahla ateş etmek suretiyle ölümüne neden olan asli fail ..., severek ve nihayetinde kaçarak evlendiği eşinden ayrılmasına zemin hazırladığını düşündüğü kayın babasını öldürmeye karar verdiğinde babası ...'in de fikir bazında destek verdiği ve olay öncesi kahvehanede "Kan çıkacak" şeklinde sözle bunu açığa vurduğu, olay günü sanık ..., temin ettiği pompalı tüfekle ...'dan Çorum - Alaca'ya hareket ettiğinde onu beklediği, kahvehanede buluştuklarında eyleme hazır olup olmadığını sorduğu ve akabinde sevk ve idaresindeki araca bindirip bir süre sonra hedefteki eve ulaşma gayesiyle yaya yürümeyi tercih eden oğlunu arabasıyla takip ettiği asli fail ...'nın ev içerisinde eylemi gerçekleştirip dışarı çıktığında onu arabaya alıp olay yerinden uzaklaştırdığı anlaşılmaktadır.
Sanık ...'in olaydaki hareketleri:
- Fikir bazında oğluna destek vermek,
- Geceleyin şehirler arası yolculuk yapan oğlunu beklemek,
- Oğlunu arabaya bindirip olay yerine yakın bir mesafeye kadar götürmek,
- Eylem icrasını bekleyip sonrası oğlunu olay yerinden uzaklaştırmak olarak özetlenebilir.
5237 sayılı TCK 37. maddenin gerekçesi ve öğretideki genel kanaat karşısında
müşterek fail olarak değerlendirilebilmesi için iki unsurun birlikte gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
- Birlikte suç işleme kararı (fikir birliği),
- Fiil üzerinde ortak hakimiyet,
Yukarıda belirtildiği gibi sanıklar arasında öncesinden maktule yönelik eylem sebebiyle suç işleme konusunda fikir birliği oluştuğunda bir tereddüt yoktur.
Araştırılması gereken konu eylemin gerçekleştirilmesi sırasında fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulup kurulmadığıdır. Ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının saptanmasında suç ortaklarının suçun icrasındaki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulur. Bu durumda fiilin icrası veya sonuçsuz kalması ortak faillerin her birinin elinde bulunmaktadır.
Müşterek failler suçun işlenişine bulundukları iştirak katkıları ile suçun kanuni tarifinde yer alan objektif, maddi unsurların hepsini gerçekleştirmek zorunda olmadığı bilinmektedir. Kimi zaman tüm iştirakçiler - katılımcılar aynı hareketi gerçekleştirebilecekleri gibi (Maktulün üzerine ateş etmeleri) kimi zamanda aralarındaki iş bölümü gereğince bu maddi unsurlardan bir kısmını gerçekleştirmekle fiil üzerinde hakimiyet kurulabilmektedir. (Bankada soygun yaparken suç ortaklarından biri silahla bankadakileri etkisiz hale getirirken diğerinin kasadaki paraları alması gibi). Bu tür durumlarda suçun icrası açısından birbirlerini tamamlayıcı nitelikte hareketler olup her iki suç ortağı suçun işlenmesi sırasında müşterek hakimiyet kurmaktadırlar. Faillerden her birinin katkısı eylemin icrası için gerekli olup bunlardan birinin çekilmesi vazgeçmesi halinde suçun inkıtaya uğrayacağı açıktır.
Kasten öldürme yaralama gibi vücut bütünlüğüne yönelik eylemlerde;
- Maktul ya da mağdura birlikte silahla ateş edilebileceği gibi biri bıçakla vururken diğerinin yumrukla vurması,
- Birinin yumrukla vururken diğerinin mağdurun kollarını tutması, savunmayı engellemesi,
- Birinin hareket halindeki mağdura vururken diğerinin kaçış yollarını tutması ya da ona çelme atması,
- Sanığın yanında durmak ve görüntü vermek suretiyle mağduru korkutup direncini kırmak,
- Faillerden biri eylemi gerçekleştirirken diğer sanığın olaya müdahale edecek etraftaki kişileri engellemesi,
Gibi hareketlerde ortak hakimiyet kurulduğu anlaşılıp kabul edilebilir.
Bu genel açıklamalar karşısında; asli failin babası olan sanık ...'in yukarıda özetlenen hareketlerinin öldürme fiilinin icrasına ne kadar etkili olduğu ya da sanık ... bahsedilen hareketleri yapmasa, eksik yapsa ya da devamından vazgeçmiş olsa .../...
eylemin sonuçsuz kalacağından bahsetmek mümkün müdür? Sanık ... düşünce bazında eylemi zaten planlamış olması sebebiyle babasının bu kararını fikren desteklemiş olması suçun işlenmesine doğrudan etkili olmayacağı gibi tüfeği temin etmiş ve otobüsle ilçeye geldikten sonra ilçenin coğrafi olarak küçüklüğü sebebiyle yaya vaziyette olay yerine gidebileceği gibi şehir içi taksi ile de gidebileceği dolayısıyla babasının onu araba ile bir müddet taşımış olması suçun işlenmesine doğrudan etkisi ve katkısı olmayacağı gibi olay sonrası yaya vaziyette kaçabileceği gibi yine bir başka araçla da kaçabileceğinden onu alıp olay yerinden uzaklaştırmış olması suça dorudan etkisi olmayacaktır. Sanık ... suç işlemek için oğlu ile birlikte evin içine girmesi ve maktule yönelik bir hareketinin olmamasının yanı sıra, telsiz ya da telefonla onu yönlendirmesinin, talimat vermesinin söz konusu olmadığı, olmazsa eylemin sonuçsuz kalacağı şeklinde bir katkısı dolayısıyla fiil üzerinde ortak hakimiyet kurmadığı, suça katkısının müşterek faillik boyutuna ulaşmadığı anlaşılmıştır. Zira müşterek faillikte düşünce - fikir ve netice üzerinde ortak hakimiyetin yanı sıra fiil üzerinde de ortak hakimiyet kurulması şarttır.
Yargıtay'ın bir çok kararında bu hususu teyit ettiği görülmüştür. (Y.1.CD 19.02.2020 tarih 2020/106 Esas, 626 Karar, 19.02.2020 tarih ve 2019/3097 Esas, 2020/632 Karar, YCGK 03.06.2014 tarih ve 2014/1-109 Esas, 305 Karar.) En son benzer bir konuda müşterek fail oldukları belirtilen sanıklar hakkında Başsavcılığımızın itirazı üzerine müşterek fail oldukları belirtilen sanıkların eyleme katılımların yardım eden boyutunda oldukları içtihadında bulunmuştur. (Yargıtay 1. CD 02.11.2021 tarih ve 2021/11075 Esas, 13821 Karar)
Bu gerekçe karşısında sanığın hareketlerinin TCK'nin 39. maddesi kapsamında tanımlanan suça yardım olduğu, birden ziyade yardım hareketlerinin onu müşterek fail kapsamına almayacağı ceza tayininde etkili olacağı sonucuna varıldığından sanığın müşterek fail olarak kabulü hukuka aykırı olacağı sonucuna varılmıştır."
Gerekçeleriyle itirazda bulunulduğu,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 gün ve 2012/280, 2012/928 sayılı Kararı ile 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa'nın 99. maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesinde yapılan değişiklik ve 101. maddesiyle 5320 sayılı Yasaya eklenen geçici 5. madde uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesinin, 6352 sayılı Yasa'nın 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
Dosya incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un 308. maddesinin 6352 sayılı Yasa'nın 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede; Dairemizce verilen
03.03.2021 gün, 2020/995 Esas ve 2021/3077 Karar sayılı "Bozma" kararı usul ve Kanuna uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE; dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 12/10/2022 gününde oy birliği ile karar verildi.