Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/906 Esas 2022/11808 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/906
Karar No: 2022/11808
Karar Tarihi: 16.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/906 Esas 2022/11808 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2022/906 E.  ,  2022/11808 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ve 2017/162 esas, 2018/633 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 02/01/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 04/03/2015 tarihli ve 2014/74 soruşturma, 2015/248 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanunun 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 05/09/2015 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek 10/10/2016 tarihinde tedbirin infazı için Tokat Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Tokat Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce uyarılmasına rağmen yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin bildirildiği,
    3- Yine şüphelinin 23/01/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 02/02/2015 tarihli ve 2015/3017 soruşturma, 2015/99 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanunun 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 05/09/2015 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek 10/10/2016 tarihinde tedbirin infazı için Tokat Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    4- Tokat Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce uyarılmasına rağmen yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 03/04/2017 tarihli ve 2014/74 soruşturma, 2017/3198 esas, 2017/2894 sayılı iddianamesi ile Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    5- Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 14/11/2018 tarihli ve 2017/162 esas, 2018/633 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk
    Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/02/2015 tarihli ve 2015/3017 soruşturma, 2015/99 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar ile aynı şüpheli hakkında atılı suçtan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/03/2015 tarihli ve 2014/74 soruşturma, 2015/248 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Kanun'un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararların itiraz edilmeksizin kesinleşmesini müteakip, şüphelinin denetim yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin bildirilmesini takiben kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ve 2017/162 esas, 2018/633 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık hakkında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmış ise de;
    Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 30/01/2019 tarihli ve 2017/14845 esas, 2019/198 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 7201 sayılı Kanun'nun 10/1, 21/1 ve 21/2. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alındığında, öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapılması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın Mernis adresinin tespiti yapılarak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin Mernis adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapılması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin Mernis adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirtilerek tebliğ yapılması gerektiği nazara alındığında,
    Somut olayda, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/3017 soruşturma sayılı dosyasından verilen 02/02/2015 tarihli denetimli serbestlik kararının infazına Tokat Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 2016/545 DS sayılı dosyası üzerinden; Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/74 soruşturma sayılı dosyasından verilen 04/03/2015 tarihli denetimli serbestlik kararının infazına ise Tokat Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 2016/546 DS sayılı dosyası üzerinden başlanıldığı, her iki denetimli serbestlik dosyasından da gönderilen 11/10/2016 tarihli çağrı yazılarının 18/10/2016 tarihinde sanığın mernis adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesini takiben, sanığın denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmaması üzerine, 02/11/2016 tarihli uyarılı davetname yazılarının da sanığın mernis adresine 08/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın bu kez de denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmaması üzerine dosyalarının kapatıldığı anlaşılmakla, sanığın Mernis adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatların usulsüz olduğu, bu itibarla sanığın yükümlülüklere uymamakta ısrar etmiş sayılamayacağı ve hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği gözetilerek, 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ve 2017/162 esas, 2018/633 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 02/02/2015 tarihli ve 2015/3017 soruşturma, 2015/99 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, yine şüpheli hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 04/03/2015 tarihli ve 2014/74 soruşturma, 2015/248 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Kanun'un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararların itiraz edilmeksizin kesinleşmesini takiben, şüphelinin denetim yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ve 2017/162 esas, 2018/633 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsendiği dikkate alındığında; tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, muhatap adına tebliğ yapılabilecek birisi gösterilen adreste bulunmaz ise; tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri hâlinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekeceği,
    Somut olayda, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/3017 soruşturma sayılı dosyasından verilen 02/02/2015 tarihli denetimli serbestlik kararının infazına Tokat Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 2016/545 DS sayılı dosyası üzerinden; Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/74 soruşturma sayılı dosyasından verilen 04/03/2015 tarihli denetimli serbestlik kararının infazına ise Tokat Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 2016/546 DS sayılı dosyası üzerinden başlanıldığı, her iki denetimli serbestlik dosyasından da gönderilen 11/10/2016 tarihli çağrı yazılarının doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, MERNİS adresinde “muhatabın adresi kapalı olduğundan tebliğ evrakı köy muhtarına tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı.Komşusu Nurhan Öztürk”e haber verildi” şerhi düşülerek 18/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin müdürlüğe başvurmaması üzerine 02/11/2016 tarihli uyarılı çağrı yazılarının doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, MERNİS adresinde “muhatabın adresi kapalı olduğundan tebliğ evrakı köy muhtarına tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı.Komşusu ... Kocabey’e haber verildi” şerhi düşülerek 08/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın bu kez de denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmaması üzerine dosyalarının kapatıldığı anlaşılmakla, sanığın MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi gereğince doğrudan tebligat yapılmasının usulsüz olduğu, tebligatların 7201 sayılı
    Kanun’un 21/1.maddesine göre yapıldığı kabul edilse dahi yine tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri hâlinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekeceği, bu nedenle yapılan tebligatların Tebligat Kanununun 21/1.maddesine göre de usulsüz olduğu, bu itibarla sanığın yükümlülüklere uymamakta ısrar etmiş sayılamayacağı ve hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmediği, 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilerek denetimli serbestlik tedbirinin infazının beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-)Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemece, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” karar verilerek denetimli serbestlik tedbirinin infazının beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ve 2017/162 esas, 2018/633 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    16/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara