Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2741 Esas 2012/5327 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2741
Karar No: 2012/5327
Karar Tarihi: 21.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/2741 Esas 2012/5327 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı borçlunun taşınmazının sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının alacağı ve takibinin muvazaalı olduğu, ipoteğin teminat teşkil ettiği vesaikin dosyaya sunulmadığı, genel haciz yolu ile yapılan takibin itiraza uğramadığı ileri sürülerek, müvekkilinin alacağının sıra cetvelinde birinci sıraya alınmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili ise davalının kötüniyetli olmadığını, taşınmazı alacağa mahsuben satın aldığını ve üçüncü bir kişiye sattığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, iddia, savunma ve dosya kapsamı değerlendirildikten sonra alacağını kanıtlayamayan davalı hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalı alacaklı ile borçlunun muvazaalı bir işlem yaparak gerçek olmayan bir alacak oluşturduğu iddiasının muvazaalı işlemin borçlandırıcı işlemden daha sonraki tarihte yapılması gerektiğine dair karine kabul edilerek değerlendirilmediği için hüküm bozulmuştur. Kararda herhangi bir kanun maddesi belirtilmemiş.
23. Hukuk Dairesi         2012/2741 E.  ,  2012/5327 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar Arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının alacağının ve takibinin muvazaalı olduğunu, ipoteğin teminat teşkil ettiği vesaikin dosyaya sunulmadığını, genel haciz yolu ile yapılan takibin itiraza uğramadığını ileri sürerek, müvekkilinin alacağının sıra cetvelinde birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davacının kötüniyetli olduğunu, diğer davalı borçluya elden 300.000,00 TL borç para verdiğini ve bunun 90.000,00 TL’lik kısmı için ipotek tesis edildiğini, taşınmazın ilk ihalesini davacının kazandığını, ancak ihale bedelini yatırmadığını, davacının 2007 yılında müvekkilinin alacağından ve takibinden haberdar olduğunu ve bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazı alacağa mahsuben satın aldığını ve üçüncü bir kişiye sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., yargılamaya katılmamıştır.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... hakkındaki dava atiye bırakıldığından, bu davalı hakkında açılan davada karar vermeye yer olmadığına, alacağını kanıtlayamayan diğer davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, davacı alacağının, dava giderleri de dâhil olmak üzere, davalıya düşen paydan ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Davacı yanın iddiası, davalı alacaklı ile borçlunun, kendisinden mal kaçırmak maksadı ile gerçek olmayan bir alacak oluşturduğu hususuna ilişkindir Bu iddianın dinlenebilmesi için muvazaalı olduğu ileri sürülen tasarrufun, borçlandırıcı işlemden daha sonraki tarihte yapılmış olması gerektiği, bir karine olarak kabul edilmektedir. Bu durumda, mahkemece davacı iddiasının açıklanan ilke çerçevesinde incelenmesi suretiyle bir hüküm oluşturulmak gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara