Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/11648 Esas 2022/11883 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/11648
Karar No: 2022/11883
Karar Tarihi: 16.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/11648 Esas 2022/11883 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanığın uyuşturucu madde bulundurduğu gerekçesiyle mahkum edilmesi hükmün açıklanması suretiyle verilmiştir. Ancak, basit yargılama usulüne göre verilen hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu nedenle, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251. maddesi uyarınca sanığın cezası dörtte bir oranında indirilerek yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, TCK'nın 191. maddesi tarafından suç isnat edilen davanın basit yargılama usulüne göre yeniden görülmesi ve mahkemenin gerekli indirimi uygulaması gerekmektedir.
Detaylı açıklama:
- TCK'nın 191. maddesi: Sanığa uyuşturucu madde kullanmak amacıyla bulundurma suçunun temel ceza miktarının \"bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası\" olduğunu belirtmektedir.
- 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesi: Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanabileceğini belirten düzenlemeyi içermektedir.
- 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi: Basit yargılama usulüne ilişkin düzenlemeyi yeniden düzenleyen maddedir.
- 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesi: Kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanamayacağını belirten düzenlemeyi içermektedir.
- Anayasa Mahkemesi kararı: Kovuşturma evresine geçilmiş ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiğini açıklamış
10. Ceza Dairesi         2022/11648 E.  ,  2022/11883 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden önce yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 esas ve 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara