Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7462 Esas 2022/4329 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7462
Karar No: 2022/4329
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7462 Esas 2022/4329 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/7462 E.  ,  2022/4329 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.06.2018 tarih ve 2014/1063 E- 2018/852 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.09.2020 tarih ve 2019/32 E- 2020/854 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 31.05.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı Ekoloji Tic. A.Ş. vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında üretim ve satış sözleşmesi, sera içi konstrüksiyon sözleşmesi, sera dış konstrüksiyon sözleşmesi, gizlilik sözleşmesi olmak üzere toplam 4 adet sözleşmenin akdedildiğini, bu sözleşmelerden Üretim ve Satış sözleşmesinin 4. maddesinde sözleşmenin amacının “Miracle sistemi ile kurulmuş seralarda, Dizayn tarafından üretici için temin edilen fide, gübre, ilaç ve danışmanlık desteği ile Dizayn'ın bu sözleşmede belirlemiş olduğu kriterlere göre Üretici'nin üretim yapması ve mahsulün pazarlanması amacıyla Dizayn tarafından satın alınması ve oluşacak işbirliği faaliyetlerinin esaslarının tanımlanması” şeklinde belirtildiğini, yani davalı şirketin patentine sahip olduğu yüksek verimli tarım teknolojisi (High-Tech Miracle Sera Teknolojisi) ile davalının temin edeceği girdilerle (bedeli müvekkili tarafından ödenmek suretiyle) ve davalının danışmanlığında (talimat ve direktiflerine göre yapılacak ekim, bakım, gübreleme, ilaçlama, sulama v.s.) yetiştirilecek ürünün davalı tarafından yıllık 10 dönüm serada, en az 640 ton salkım domates üretilmesi garantisi ile bunun en yakın halde oluşacak fiyattan satın alınması garantisine dayanarak işbu sözleşmelerin taraflar arasında imzalandığını, sözleşmede ilk deneme yılı hariç geriye kalan 9 yıl boyunca yıllık en az 640 ton salkım domates üretim ve satın alma garantisi verildiği için müvekkilinin 577.500 Euro + 472.500 Euro =1.050.000 Euro karşılığı 2.642.850.- TL sabit yatırım yaptığını, sözleşmede kararlaştırılan 640 tonluk tonaj garantisinin 2012 yılında başladığını, ancak müvekkilinin seradan 40 ton hasat yapabildiğini, müvekkilinin 600 ton üretim kaybı olduğunu, bu üretim kaybında davalının temin ettiği domates fidelerinin bakterili oluşu, bakterinin bertaraf edilmesi için davalı danışmanlığında ve talimatları neticesinde yapılan ilaçlamanın sebep olduğunu, bu durumun yaptırılan bilirkişi labratuvar analiz sonuçları ile de belirlendiğini, zarara sebep olan bakterili fidelerin temini ve bunun giderilmesi için gerekli ilaçlamanın da davalının sorumluğunda olduğunu, müvekkilinin sözleşmede belirtilen ortam koşullarını sağladığını, sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesine rağmen 600 tonluk üretim kaybına uğradığını, davalı şirket yönetim kurulu başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları tarafından gönderilen mail mesajı ile sorumluluğu dolaylı olarak da olsa kabul ettiklerini, müvekkiline 260.000.- TL civarındaki zararı üstlenmeye hazır olduklarını bildirdiklerini, müvekkilinin zararını karşılayacak bir bedel olmadığından davalının uzlaşma teklifini kabul etmediğini, davalının müvekkilinin bilinçli olarak yanlış yatırıma sevk ettiğini ileri sürerek şimdilik 1.410.000 TL maddi zararın 22.05.2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sözleşmede davacının üretici olarak mutlaka yerine getirmesi gereken yükümlülüklerin detaylı olarak yer aldığını, belli şartların yerine getirilmesi halinde tonaj garantisi verildiğini, ancak davacının bu şartları yerine getirmediğini, ayrıca Antalya Kumluca'daki olumlu coğrafi ortamın sağlanamadığını, seradaki bitkilerde bakteriyel kanser ve solgunluk hastalığına neden olan Clavihacier miehaganensis subsp. michiganensis bakteriyel etmenin mücbir sebep olarak değerlendirmesi gerektiğini, zira bu bakterinin tedavisinin olmadığını, bitki yetiştirme görevinin davacı üretici şirkete ait olduğunu, buna ilişkin toprak, su, hava ve insana dair uygun koşulların oluşturularak güvenliğin sağlanmasından davacının sorumlu tutulduğunu, serada ortaya çıkan bu hastalık nedeniyle gerekli hijyen koşullarının üretici davacı tarafça sağlanmadığını, davacının Denizli'de sera kurmaktan dolayı pişman olmaları nedeniyle bitkinin bakteriye maruz kalmasını fırsat bilerek serayı kapatmak istediğini, bu nedenle de seradaki bitkileri sözleşmede belirtilen şartlardan başka şartlara maruz bırakmış olabileceğini, davacının İbrahim Mirmahmutoğulları hakkındaki beyanlarının da gerçek olmayıp hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, bakterili fide temin edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin fideleri Nerpa Tohumculuk ve Fidecilik firmasından temin ettiğini, tohumların sertifikalı olduğunu, bu iddianın doğru çıkması halinde müvekkilinin bu firmaya rücu hakkının doğacağını, serada kullanılan ilaç oranlarının müvekkili tarafından belirlendiğini, ancak ilaç uygulamasının bizzat davacı şirket çalışanları tarafından yapıldığını, dünya tarımında öncü Miracle Teknolojisi akışkan su kültürüne davacının yabancı olduğunu, biraz da bölgesel sıkıntılar nedeniyle davacının bu sorunları aşamadığını, bu nedenle yeterli tonajın alınamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu olan zararın saptanmasına yönelik yeterli bilgi bulunmadığından oluşan zararın saptanamayacağı, zarar hesaplansa bile her iki tarafın da kusurlu ve sorumlu olduğu, kusur oranlarının da dosya kapsamında tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekili, istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmesinin 5-7. maddesinde öngörülen üretim taahhüdünün şarta bağlı olarak yapıldığı, yürürlüğe girmesinin yine aynı madde gereğince bir takım şartların yerine getirilmesine bağlandığı, sözleşmenin bu maddesinin yürürlükte olduğu, belirtilen dönemde eksik ürün aldığını davacının ispatlaması gerektiği, davacının “söz konusu maddenin yürürlüğe girmesi için gerekli olan şartları sağladığını, üretim tonaj taahhüdü maddesinin yürürlüğe girdiğini, tonaj taahhüdünün geçerli olduğu dönemde söz konusu seradan davalının eylemleri dolayısıyla eksik ürün aldığını” ispatlayamadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, tazminat istemine ilişkindir. Davalı tarafından bağlayıcılığı noktasında bir itiraz ileri sürülmeyen 29.05.2010 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde Sözleşmenin Konusu, Dizayn’ın üreticiye bedeli mukabili kurmuş olduğu Miracle sistemi ile Dizayn’ın belirlediği bu sözleşmede tarif edilen üretim teknikleri ve kalite kriterlerine göre üretilmesi ve bu teknolojiyle üretilen ürünün satın alınması işi olarak tanımlanmıştır. Sözleşmenin amacı da Miracle sistemi ile kurulmuş seralarda Dizayn tarafından üretici için temin edilen fide, gübre, ilaç ve danışmanlık desteği ile Dizayn’ın bu sözleşmede belirlemiş olduğu kriterlere göre üreticinin üretim yapması ve mahsulün pazarlanması amacıyla Dizayn tarafından satın alınması ve oluşacak işbirliği faaliyetlerinin esaslarının tanımlanması şeklinde belirtilmiştir. Öte yandan sözleşmenin 5.1. maddesinde sera iç sıcaklığının, iç neminin, gübreleme sıvısı sıcaklığının, pH’ının, toplam iletkenliğinin, debisinin DİZAYN tarafından istenilen seviyede tutulacağı davacının yapması gereken zirai konular arasında gösterilmiş, sadece Dizayn’ın vereceği gübre ve ilacın kullanılacağı, Dizayn’ın bilgisi olmadan herhangi bir gübreleme değişikliğine veya ilaç uygulamasına gidilemeyeceği düzenlenmiş, 5.3. maddesinde sera içi hazırlıklar, ısıtma ve soğutma şekli ve zamanı, gübrelemenin zamanı ve kontrolü, miktarı ve çeşidi, ekilecek fidenin miktarı, muhtemel ekim zamanı, çıkması muhtemel hastalık, zararlılara karşı kullanılacak ilaç ve biyolojik araçlar ile bunların doz, uygulama şekli ve zamanı, son ilaçlama ve hasat arasında geçmesi gerekli asgari süre, muhtemel hasat tarihi, muhafaza, tartım yeri ve nakliye ilgili hususlar vb. tüm faaliyetler konusunda Dizayn’ın teknik- zirai danışmanları tarafından üreticiye bedeli mukabili danışmanlık sağlanacağına yer verilmiş, 5.4. maddesinde de üreticinin ihtiyacı olan fide, ilaç, gübre, ambalaj malzemesinin Dizayn tarafından tedarik edileceği kararlaştırılmış, 5.6. maddesinde üretimin tüm aşamalarında Dizayn’a ait bilgi birikimi kullanacağından üreticinin Dizayn’dan habersiz optimizasyon koşullarını değiştirmeyeceği, üretimin her aşamasında Dizayn’a bilgi vereceği belirtilmiştir.
    Sözleşmenin bu maddeleri gözetildiğinde üretim sürecinin büyük oranda davalının kontrol tasarrufunda gerçekleştirileceği hususunda tarafların mutabık kaldığı anlaşılmaktadır.
    Yine sözleşmenin 7.4. maddesinde Dizayn’ın üretim mühendisleri ve teknik-zirai danışmanlarının fidelerin yerleştirilmesinden hasada kadar her aşamada seraları kontrol etme yetkisine, 5.6. maddesi son cümlesinde de Dizayn’ın her türlü kontrol yetkisine sahip olduğu hususunda anlaşılmıştır. Özellikle sözleşmenin 5.1.3.p maddesinin “Üretim sırasında DİZAYN tarafından kurulacak olan kontrol sistemine herhangi bir müdahalede bulunulmayacak, veri kaydı ve aktarımı engellenmeyecektir” şeklinde düzenlendiği de nazara alındığında sözleşmenin 5.7 maddesinde öngörülen verime ulaşılamaması halinde taahhüt maddesinin yürürlüğe girmediğinin, davalının edimlerini yerine getirdiğinin, belirtilen verime ulaşılamamasının davacıdan kaynaklandığının ispat yükünün süreç içinde düzenlenecek denetim raporları, ihtarnameler vs. ile davalı üzerinde olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün davacı üzerinde olduğu kabulü ile verilen hüküm yerinde olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara