Esas No: 2020/7474
Karar No: 2022/4332
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7474 Esas 2022/4332 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7474 E. , 2022/4332 K.Özet:
Mahkeme, bir banka müşterisinin interaktif bankacılık sistemindeki hesabına kötü niyetli 3. kişilerce sahte nüfus cüzdanı kullanılarak girilip, müşterinin rızası dışında havale yapıldığı iddiasıyla açılan davada, davalı GSM şirketi ile bankanın her iki tarafı da kusurlu bulunarak, davacının isteği doğrultusunda kısmen haklı olduğuna karar verdi. Karar, temyiz eden tarafların itirazları reddedilerek onandı.
Kanun maddeleri: İş Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Türk Medeni Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.03.2020 tarih ve 2019/327 E. - 2020/301 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmasız, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 31.05.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı müşterisine ait SIM kartının 3. şahıslar tarafından sahte nüfuz cüzdanı ibraz edilmek suretiyle kopyasının çıkartılarak interaktif hesabına girilmesi ve rızası dışında havale yapıldığı iddiasıyla müşterinin açtığı davada 60.400.- TL'nin 09.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte müşteriye verilmesine karar verildiği, icra takip dosyasına konu edilen borcun 128.476.- TL olarak ödendiğini, davalının asli kusurlu olduğunu ileri sürerek toplamda 132.889,55 TL banka zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin sorumlu tutulamayacağının kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğunu, haksız fiile dayalı tazminat talebinde bulunulabilmesi için kusurun varlığının yeterli olmayıp, zarar ile eylem arasında uygun illiyet bağının varlığının gerektiğini, müvekkili şirket tarafından sunulan haberleşme hizmetinin, böyle bir dolandırıcılık eylemine sebep olamayacağını, davalı şirketin SMS mesajları ile şifre iletilmesi ve para transferlerine ilişkin ne bir taahhüdü ne de bir onayı olduğunu, internet bankacılığı sisteminin bir bankacılık işlemi olup, davalı şirketin hiçbir şekilde tasarrufta bulunamayacağını, sistemdeki aksamalardan sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kötü niyetli 3. kişilerce sahte nüfus cüzdanı ile davalı GSM şirketi bayisine başvurulmak suretiyle SIM kartının kopyası çıkartılarak banka müşterisinin interaktif bankacılık sistemindeki hesabına girilmesi neticesinde havale işlemi yapıldığı, dava dışı Vural İnan’ın davacı bankaya karşı açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, davacının icra dosyasına 128.476.- TL ödediği, davacı bankanın internet bankacılığı uygulamalarında en üst güvenlik önlemlerini alması gerektiği, mevduatı koruma yükümlülüğü kapsamında meydana gelen güvenlik açığının olayın meydana gelmesinde etken olup zararın oluşumunda davacı bankanın kusurlu olduğu, yine davalı GSM şirketinin SIM kart çıkartılması işlemi esnasında kimlik bilgilerini kontrol noktasında gerekli hassasiyeti göstermediği, banka müşterisinin hesabından yapılan işlemde kötü niyetli 3. kişilerce SIM kart kopyasının çıkartılması işleminin davalı şirketin gereken özeni ve dikkati göstermemesi nedeniyle dolandırıcılık işleminin gerçekleşmesine imkan sağladığı, bu nedenle her iki şirketin olayın meydana gelmesinde kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.290,09 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, istek halinde aşağıda yazılı 1.017,30 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.