Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11551 Esas 2022/11928 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11551
Karar No: 2022/11928
Karar Tarihi: 17.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11551 Esas 2022/11928 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanığın mahkumiyetine karar verdi. Ancak, TCK'nın 191. maddesinde belirtilen ceza miktarı ile CMK'nın \"Basit Yargılama Usulü\" başlıklı 251. maddesi arasında çelişki olduğu ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi kararı ile kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendindeki düzenlemenin iptal edildiği belirtildi. Bu nedenle, sanığın hukuki durumunun \"Basit Yargılama Usulü\" yönünden değerlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesinin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği belirtildi. Suç tarihi hatalı olarak belirtilmişti. Kararın bozulmasına karar verilmiştir. Detaylı Kanun Maddeleri: TCK'nın 191. maddesi, TCK'nın 7. maddesi, CMK'nın \"Basit Yargılama Usulü\" başlıklı 251. maddesi, TCK'nın 53. maddesi.
10. Ceza Dairesi         2020/11551 E.  ,  2022/11928 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 22.02.2017 gün- 2015/6069 esas ve 2017/1322 karar sayılı bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sonrası kurulan hükmün incelenmesinde:
    1- Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3.fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Kabule göre;
    2- Hükümden sonra TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    3- Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “06.01.2012” yerine hatalı olarak ''03.01.2012'' yazılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 17.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara