Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1602 Esas 2022/4312 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1602
Karar No: 2022/4312
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1602 Esas 2022/4312 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, Cansa Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti'nin ortaklar kurulunda alınan kararların hukuka aykırılığı sebebiyle iptaline karar verilmesi talebinde bulunulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, şirket müdürünün geçmişteki faaliyetleri nedeniyle yeniden müdür seçilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğuna hükmedilerek iptal kararı verilmiştir. Ancak, ortaklara ve müdürlere şirketle rekabet etme izni verilmesine ve sermayenin devrinin sınırlandırılmasına dair kararların iptali talebi reddedilmiştir. Temyiz süreci sonucunda, kararın usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek temyiz itirazları reddedilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesi, HUMK'nın 3156 sayılı kanunla değişik 438/1 maddesi, Türk Ticaret Kanunu'nun 621/1, 626/2 ve 619/3 maddeleri.
11. Hukuk Dairesi         2021/1602 E.  ,  2022/4312 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.07.2020 tarih ve 2019/595 E. - 2020/302 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin ortağı bulunduğu Cansa Kimya San. ve Tic. Ltd. Şirketi'nin 07/10/Davacı vekili; müvekkilinin ortağı bulunduğu Cansa Kimya ve Tic. Ltd. Şti'nin 07-10-2013 tarihinde yapılan ortaklar kurulunda alınan kararlardan ...'nin şirket müdürü olarak seçilmesi, rekabet yasağının kaldırılması ve payların devri hakkındaki ana sözleşme değişikliğine dair kararların hukuka, Türk Ticaret Kanunu'nun emredici hükümlerine, kesinleşmiş Mahkeme kararına aykırılığı sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, ...’nin yeniden müdür seçilebileceği, alınan kararlarda toplantı ve karar yeter sayılarının sağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre; ...’nin Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen 2006/85E., 2008/843K. Ve 25.11.2008 tarihli kararı ile rekabet yasağına aykırı faaliyetleri nedeniyle şirketi temsil yetkisinin kaldırıldığı, yeniden müdür seçilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğuna hükmedildiği, her ne kadar hakim ortak ...'nin dava tarihi itibari ile rekabet yasağına aykırı niteliğindeki eylemlerini sonlandırmış ise de, Şişli 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/122E., 2009/659K. sayılı dosyasında yapılan yargılamada ...’nin sahte ortaklar kurulu kararı tanzim etmesi nedeniyle özel belgede sahtecilik suçundan hakkında hüküm kurulduğu, davalı şirketin yönetimi hususunda bir takım hukuka aykırılıklar sergileyen bir kişinin tekrar şirket müdürü olarak atanmasının objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, bu nedenle ...’nin şirket müdürü olarak atanmasının dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptaline, buna karşılık ortakların ve müdürlerin şirketle rekabet yasağının kaldırılmasına dair karar ile şirketin pay devrinin sınırlandırılmasına dair kararın dürüstlük kuralına aykırı olmadığı gibi, TTK’nın 621/1. Maddesinde öngörülen yeterli toplantı ve karar sayısıyla alındığı gerekçesiyle bu kararların iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı tarafların vekilleri temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Dava limitet şirket ortaklar kurulu kararlarının iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece davalı şirketin 07.10.2013 tarihli ortaklar kurulunun, iptali istenilen “ortaklara ve şirket müdürlerine şirketle rekabet etme izni verilmesine” ve “sermayenin devrinin ağırlaştırılmasına” dair ana sözleşme değişikliğine ilişkin kararların iptali yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    2005 yılında kurulan davalı Şirket sermayesinin 400.000 TL olan sermayesinin 12.03.2012 tarihli ortaklar kurulu kararıyla 3.100.000 TL’ye yükseltilmesine dair kararın, bu dosya davacısı tarafından 05.06.2012 tarihinde açılan dava sonunda Mahkemece (nisabın sağlanamaması / yokluk sebebiyle) iptaline karar verildiği ve kararın Dairemizin 07.06.2016 tarih ve 2015/1434 E. - 2016/6279 K. sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, bu durumda davacının yararlanmaması nedeniyle pay oranının %10’dan %1,39 pay oranlarının eskiye avdet ettiği ve yeniden ... 9.600, Esin Mene, Pelin Mene, İ.Oğuz Mene ve ...’nin 1.600’er pay sahibi olarak tescil olunduğu anlaşılmaktadır.
    Limited şirketlerde ortağın ve müdürün şirketle rekabet etmeme yasağının kaldırılması hususunda farklı düzenlemeler bulunmaktadır. Müdür olmayan ortaklar yönünden alınan bu tür kararlarda izin verme yetkisi TTK 619/3’deki oydan yoksunluk kuralına uygun olarak TTK’nın 621/1-h’deki nisaplara göre şirket genel kurulu tarafından karar alınabilir. Bununla birlikte, TTK’nın 626/2. Maddesi uyarınca, şirket sözleşmesinde bu kararın genel kurul tarafından alınacağına ilişkin hüküm bulunmuyorsa kararın diğer ortakların tamamının yazılı izni ile mümkündür. Diğer bir anlatımla, somut olayda; lehine karar verilen her bir ortağın oydan yoksun olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığında, gerek temsil edilen oyların 2/3’ünün, gerekse sermayenin salt çoğunluğunun olumlu oyu nedeniyle “ortaklar” yönünden, rekabet yasağının kaldırılmasına dair kararın hukuka uygun olduğu, bununla birlikte, aynı toplantıda şirket müdürünün de şirketle rekabet etmesine izin verilmiş ise de, TTK’nın 626/2. Maddesinde yer alan “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir.” düzenlemesi uyarınca, esas sözleşmede rekabet yasağına şirket genel kurulu tarafından karar verilebileceğine ilişkin bir düzenleme öngörülmediğinden, TTK’nın 621/1-h maddesindeki nisabın (temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğu) da dikkate alınamayacağı, müdürlerin ileride şirketle yapacakları rekabete izin için diğer tüm ortakların yazılı izninin gerektiği, oysa diğer ortaklar arasında bulunan davacının böyle yazılı izni olmadığı, esasen yazılı izin yerine ortaklar kurulunda karar alınmasının da mümkün olmadığı, o nedenle davacı dışındaki diğer ortakların yazılı izninin bulunduğunun da kabul edilemeyeceği, bu durumda karar nisabına ulaşıldığının söylenemeyeceği, bu nedenle kararın yoklukla malul sayılması gerektiği, ortaklar kurulu kararının sadece “şirket müdürüne şirketle rekabet yasağının kaldırılmasına” ilişkin kısmının iptali gerektiği düşüncesinde olduğumdan Daire çoğunluğunun davanın tamamen reddi yönündeki yerel mahkeme kararını onama düşüncesine katılmıyorum.
    2- Şirket sermayesinin arttırılmasına dair 12.03.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı sonrasında davacının pay oranı %10’dan, %1,3 düzeyine düşmüş olup, yerel mahkemenin, toplantı ve karar nisapları yönünden, toplantı tarihinde var olan bu nisaplara göre değerlendirme yapılması gerektiği yönündeki gerekçesi de isabetli görünmemektedir. Zira şirket sermayesinin arttırılmasına dair 12.03.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı, davacı tarafından 05.06.2012 tarihinde açılan bir başka dava sonunda Mahkemece yokluk nedeniyle iptaline karar verilmiş olup, yokluğun tespiti kararı uyarınca, yok olan karara dayalı bütün kararların da karar yok sayılması, toplantı ve karar nisaplarının 12.03.2012 tarihli toplantı öncesindeki nisaplara göre değerlendirilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan Daire çoğunluğunun mahkeme kararını onayan görüşüne katılmıyorum.

    Hemen Ara