Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2262 Esas 2022/4315 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2262
Karar No: 2022/4315
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2262 Esas 2022/4315 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Sümerbank A.Ş.'den almış olduğu 3.500.000.000 TL bedelli taşıt kredisini tamamen ve nakden ödediğini ve buna karşılık ibraname düzenlendiğini belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise borcun tamamının ödenmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda davalının temyiz itirazlarını reddetmiş ve hükmün onaylanmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri ise kararda belirtilmemiştir.
11. Hukuk Dairesi         2021/2262 E.  ,  2022/4315 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.11.2019 tarih ve 2016/151 E. - 2019/858 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, asıl davada müvekkilinin Sümerbank A.Ş.'den almış olduğu 3.500.000.000 TL bedelli taşıt kredisini tamamen ve nakden ödediğini, karşılığında 11.06.1998 tarihli ibraname düzenlendiğini, daha sonra müvekkili aleyhine haksız olarak icra takibi başlatıldığını, 27.10.2000 ile 23.06.2003 tarihleri arasında maaşından 3.290.000.000 TL kesinti yapıldığını, takibin halen devam ettiğini, ibranamede borcun nakden ve tamamen ödenmiş olduğunun vurgulandığını ve müvekkilinin Sümerbank A.Ş. ve onun kanuni halefi olan BDDK'ya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının borcunu ödeyememesi nedeniyle takip yapıldığını, takip sırasında rehinli aracın fiilen haczedilip satışa çıkarıldığını, ancak aracın nitelikleri gereği borcu karşılayacak düzeyde olmaması nedeniyle davacının müvekkiline başvurduğunu, tarafların harici anlaşma yaptığını, buna göre araç üzerindeki rehnin kaldırıldığını, aracın 3.600.000.000 TL bedelle satılarak bedelinin borca karşılık ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının anlaşmadan sonra bir takım ödemeler yaptığını, ancak borcun tamamının ödenmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Davacı vekili, birleşen davada, davalı bankaya borçlarını ödeyip, davalıdan ibraname aldığı halde davalı banka tarafından müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takip sırasında 27.10.2000 tarihi ile 06.08.2003tarihleri arasında müvekkilinden 3.600.000.000 TL kesinti yapıldığını belirterek söz konusu tutarın kesinti tarihlerinden itibaren uygulanacak ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflara arasındaki ibranamede, ibra edilen bedelin 3.500.-TL olduğu belirtilmiş, ibraname içeriğinde borcun nakden ve tamamen ödendiğinin belirtildiği, davalı tarafından mahkemeye hitaben yazılan 13/12/2005 tarihli yazıda 2003/258 E. sayılı dosya borcunun kapandığı bildirildiğinden davacının kredi sözleşmesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, ibra tarihinden sonra yapılan tahsilat tutarından bakiye borç ile bakiye borcun tahsilat tarihine kadar işlemiş olduğu faiz tutarı düşülmek suretiyle yapılan fazla tahsilatın dava tarihi itibariyle davalıdan istirdatına karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara