Esas No: 2020/6244
Karar No: 2022/4377
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6244 Esas 2022/4377 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6244 E. , 2022/4377 K.Özet:
Davalı olan bir şirketin, mesleki faaliyet alanında meydana gelebilecek zararlara karşı zorunlu olan tehlikeli maddeler ve tehlikeli atık mali sorumluluk sigortası yaptırmadığı için bir patlama sonucu bir kişinin ölümüne neden olduğu iddiasıyla açılan davanın sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği kararda davacıların talebi doğrultusunda toplam 192.325,68 TL tazminatın davalıdan tahsil edilmesine karar verildiği belirtilmiş. Karara yapılan temyiz başvurusu sonucunda, davacılardan sadece ikisinin taleplerinin yerine getirildiği, diğer davacılar hakkında herhangi bir karar verilmediği için, kararın davalı yararına bozulduğu aktarılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi
- HMK'nın Ek 1. maddesi
- HMK'nın 366. maddesi
- HMK'nın 346/2. maddesi
- HMK'nın 369/1. maddesi
- HMK'nın 371. maddesi
- HMK'nın 373/2. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.11.2017 tarih ve 2014/151 E- 2017/728 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.06.2020 tarih ve 2018/1628 E- 2020/744 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacılar vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 26.04.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların murisi ...'in dava dışı Metsan Otomotiv Yedek Parça San. Tic. Ltd. Şti.'ne ait tesiste 03.02.2011 tarihinde meydana gelen patlamada hayatını kaybettiğini, ilgili işyerinin mesleki faaliyet alanında meydana gelebilecek zararlara karşı tehlikeli maddeler ve tehlikeli atık mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunu yerine getirmediği hususunun bilahare öğrenildiğini, bu nedenle ... Yönetmeliği gereğince davalının kanunen davacıların uğradığı destekten yoksun kalma zararından sorumlu tutulması gerektiği hususu nazara alınarak, her davacı için ayrı ayrı 250,00-TL'den toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 03.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatını davacı anne ...için 67.365,91 TL ye, davacı kardeş ... için 132.634,09 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müteveffanın kardeşlerine destek olduğunun kabul edilemeyeceğini savunarak, davacılar ..., ...ve ... açısından aktif husumet yönünden ve olayın iş kazası vasfında olması nedeni ile davanın SGK ve işverene karşı açılması gerektiğinin kabulü ile pasif husumet yönünden usulen reddine, olmadığı takdirde davanın Metsan Otomotiv Yedek Parça San. ve Tic. Ltd. Şti, Ersoy Gaz Sanayi Anonim Şirketi ve ....'ne ihbarı ile davalının olay nedeni ile sorumlu tutulamayacağının kabulü ve davanın esas yönden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi'nce Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca her şirketin kendi faaliyet alanı için ayrı ayrı sigorta yaptırmasının zorunlu olduğu ancak faaliyet alanı kavramının gerek bu sigorta türünün zorunlu hale getirilmesinin amacı, gerekse bu işle uğrasan gerçek ve tüzel kişilerin iştigal konusu işin (faaliyetin) tamamını kapsaması ve geııiş yorumlanması gerektiği (faaliyet alanının yer-mahal olarak sınırlandırılamayacağı) kanaatiyle birlikte, davacının davalı kurumdan Sigortacılık Kanunu ve ... Yönetmeliği uyarınca destekten yoksun kalma tazminat talep hakkı bulunduğu gerekçesiyle davacı anne ... için 67.365,91-TL, davacı kardeş ... için 132.634,09-TL'nin 19.12.2011 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın kısmen kabulü ile, davacı anne ... için 64.780,97-TL, davacı kardeş ... için 127.544,71-TL olmak üzere toplam 192.325,68-TL'nin temerrüt tarihi olan 19.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
(1) HMK'nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibariyle 72.070 TL’dir.
Somut olayda davacı ... için 132.634,09 TL, davacı ... için 67.365,91 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL’nin tahsili talep edilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 132.634,09 TL, davacı ... için 67.365,91 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı ... için 127.544,71 TL, davacı ... için 64.780,97 TL olmak üzere toplam 192.325,68 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, bu hükme karşı davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur. Bu durumda temyiz başvurusu, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile reddedilen toplam 7.674,32 TL için yapılmış olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre temyiz eden yönünden hüküm, kesinlik sınırı altında kalmaktadır.
HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanun’un 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacılar ... ile ... vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
(2) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
(3) Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında, davacılardan ...ve ... yönünden, mahkemece yaşları itibariyle destek tazminatı talep edemeyecekleri için davaları kabul edilmeyen davacılar ... ve ... yönünden davalı lehine vekalet ücretine karar verilmemesinin doğru olmadığına kanaat getirilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verildikten sonra, sadece davacılardan ... ve ...hakkında karar verilmekle yetinilmesi ve diğer davacılar ... ve Demet hakkında hüküm tesis edilmemiş olması doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ile ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 02/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.