23. Hukuk Dairesi 2012/3328 E. , 2012/5234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette işçi olarak çalışırken iş akdine son verildiğini, işçi alacakları için açılmış davanın kabul edildiğini, davalı aleyhine ilamlı icra takibi yapılmış olmasına alacaklarının tahsil edilemediğini ileri sürerek, davalı şirketin İİK’nun 177. maddesine göre iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, İİK’nun 177. maddesine gereğince müvekkili şirketin temsilcisinin usulünce duruşmaya davet edilip beyanın tespit edilmesi gerektiğini ve talebe konu borcun ödendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, 25.02.2010 tarihinde ilama bağlı alacağın ödenmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiş; davalı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi’nin ilamıyla İİK’nun 177/I-4. maddesi uyarınca ilama müstenit alacak icra emri ile istenildiği halde ödenmemişse, Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlunun dinlenmek için kısa bir müddetle mahkemeye çağrılacağı öngörülmesine rağmen anılan kanun hükmü gözetilmeden karar verilmiş olduğu gerekçesiyle, mahkemenin kabul kararı bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, 08.12.2011 tarihinde davalıya ihtarlı olarak tebliğ edilen davetiyeye rağmen temsilcisinin duruşmaya gelmediği, alacağın ödenmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, davalı şirketin doğrudan iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne karar verilmiştir. Tebligat Kanunu’nun 12. maddesinde hükmi şahıslara, 13. maddesinde hükmü şahısların memur ve müstahdemlerine, 20. maddesinde muhatabın geçici olarak başka bir yere gitmesi durumunda tebligat usulü ve 21. maddesinde de tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina durumlarında tebligat usulü öngörülmüştür. Tebligat Kanunu’nun 20., 21. ve tebligat tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddeleri uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşulu olup mahkemece kendiliğinden denetlenmelidir. Somut olayda kendisine haber bırakılan komşunun beyanı imzalatılmamış veya imzadan imtina durumu da tebliğ memuru tarafından tebliğ şerhine yazılıp imzalanmadığından söz konusu tebliğ işlemenin geçerli olduğunun kabulü mümkün değildir. Bunun sonucu olarak da İİK’nun 177. maddesi gereğince davalı şirket temsilcisinin beyanın tespiti için usulüne uygun olarak duruşmaya davet edildiğinden, dolayısıyla uyulmasına karar verilmiş bozma ilamının gereğinin de yerine getirildiğinden söz edilemeyecektir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.