Esas No: 2012/3883
Karar No: 2012/5233
Karar Tarihi: 19.09.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3883 Esas 2012/5233 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatiften tahsis edilen konutta ayıplı imalatların bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin zarar uğradığını ileri sürerek, giderilme bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, konutun davacıya eksiksiz teslim edildiğini, davacının söz konusu konuttan 2006 yılından itibaren kira geliri elde ettiğini, iddiaya konu hususların davacının kusurundan kaynaklandığını ve teslimden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu konuttaki açık ve teslimden sonra ortaya çıkan gizli ayıplardan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 8.502,50 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, ayıplı imalat nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi davalı vekilinin süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’i de mahkemece değerlendirilmemiştir. Uyuşmazlık, tarafları ve konusu itibariyle kooperatifler hukukundan kaynaklanmakta olup, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmadığından, mevcut davadaki zamanaşımı süresinin eser sözleşmesi kapsamındaki zamanaşımı süresine göre değil, kooperatif ile üyesi arasındaki uyuşmazlıklarda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu ( BK )"nun 126/4. ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147/4. ) maddesinde öngörülmüş 5 yıllık süreye göre değerlendirilmesi gerekir. 818 sayılı BK’nun 128. ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 149. ) maddesi uyarınca zamanaşımı süresi kural olarak alacağın muaccel olduğu tarihten işlemeye başlar. Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki kooperatif üyelik ilişkisi olduğundan, ayıbın açık veya gizli olup olmadığına bakılmaksızın zamanaşımı konutun davacıya teslimi tarihinden itibaren başlayacağından, uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımının başladığı tarihin saptanması uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu bulunmaktadır.
Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin ilgili kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle kooperatif konusunda bir uzmanın da içinde bulunduğu bilirkişi heyetinden açıklamalı, denetime elverişli ve tarafların itirazlarını karşılayan rapor alınarak, davacıya konutun hangi tarihte teslim edildiğinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi, tespit edilecek ayıplarla ilgili davalının süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin yukarıda belirtilen ilkeye göre değerlendirilmesi, oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.