Esas No: 2012/3587
Karar No: 2012/5232
Karar Tarihi: 19.09.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3587 Esas 2012/5232 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2012 yılı için 17.220,00’dir.
Temyize konu 09.05.2012 tarihli kararda duruşma talep eden davalının temyizine konu vekalet ücretine ilişkin kabul miktarı 16.690,00 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olan davalının ödediği aidatların iadesi için müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini, ancak takip tarihi itibariyle davalı hakkında verilmiş ihraç kararı bulunmadığını ileri sürerek, davaya konu takip nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu icra takip dosyasından feragat edildiğinden davanın konusunun kalmadığını, aynı takip nedeniyle müvekkili aleyhine icra hukuk mahkemesinde açılmış davanın da kendileri tarafından kabul edildiğini, işbu davanın açılmasına müvekkilinin sebep olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını ancak mahkemenin aksi görüşte olması durumunda vekalet ücretinin yarı oranında belirlenmesi gerektiğini savunarak, konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, işbu davanın açıldığı tarih itibariyle geçerli bir icra takibinin bulunduğu, Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesi gereğince çıkma payı alacağının muaccel olduğu tarihin belli olduğunu, söz konusu icra takibi tarihi itibariyle muaccel bir alacağın bulunmadığından takibin haksız olduğu gerekçesiyle, konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderinin ve 16.690,00 TL vekalet ücretinin haksız olan davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına, davanın açılmasına davalının sebep olduğu gerekçesiyle yargılama giderlerinin ve 16.690,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili, delillerin toplanmamış olduğundan bahisle vekalet ücretinin tarifede belirlenen miktarın tamamına hükmedilmemesi gerektiğini belirterek hükmün bu kısmını da temyiz etmiştir. Mahkemece, davacı lehine takdir edilmiş vekalet ücretinin karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin “ Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret ” başlıklı 6. maddesinde, anlaşmazlığın, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilmesi durumunda, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilmesi durumunda tamamına hükmolunacağı öngörüldüğünden, somut olayda delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının tamamı yerine getirilmeden, mahkemece mevcut delillere göre karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması karşısında, talebe konu kısım üzerinden davacı lehine vekalet ücretinin tarifedeki miktarın yarısına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin (2) numaralı bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte belirtilen nedenler ile davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün 4. paragrafında yer alan "16.690,00 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “8.345,00 TL” ibaresinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davacıdan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.