Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7519 Esas 2022/4379 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7519
Karar No: 2022/4379
Karar Tarihi: 02.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7519 Esas 2022/4379 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı şirketin genel kurul kararının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, 19/06/2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2-3-5 no'lu kararları iptal etmiş ancak 4 no'lu kararı reddetmiştir. Davalı vekili ise davacının şirketin iş düzenini bozduğunu ve maaş ödemesi yapılmasının uygun olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle 5 no'lu kararın kanuna aykırılığı ortadan kaldıran bir karar olduğunu belirterek bu kararın iptal talebinin reddedilmesi gerektiğine hükmetmiştir. İlgili kanun maddeleri, Türk Ticaret Kanunu'nun 394. maddesi ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 537. vd. maddeleridir.
11. Hukuk Dairesi         2020/7519 E.  ,  2022/4379 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.05.2018 tarih ve 2017/2074 E. - 2018/511 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.02.2020 tarih ve 2018/1335 E. - 2020/174 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 31.05.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı taraf aleyhine genel kurul kararının iptali istemli dava açıldığı, davacının, davalı şirketin hissedarı olduğu, şirketin diğer ortaklarının davacının babası ... ile kardeşi ...olduklarını, davacının 2011 yılından itibaren şirketten dışlanmaya ve şirket gelirinden mahrum bırakılmaya çalışıldığını, davacının, bedelsiz veya çok cüzi bir pay ödemesi ile şirketten çıkartılmak istendiğini, davacı tarafından şirketin feshi veya payının güncel bedelinin ödenerek şirketten çıkartılması için Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne 2017/1597 Esas sayılı dosya ile dava açıldığını, bu davanın açılmasından sonra şirkette 19.06.2017 tarihli Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısı yapıldığını, toplantı öncesi şirketin finansal tabloları, yıllık faaliyet raporu, denetleme raporu, rüçhan hakkının kullanılması ve oranlarına ilişkin ilan metni, kar payı ve yedek akçeler ile ilgili tablolar, kar dağıtım önerisi pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmadığından toplantıda alınan kararların batıl olduğunu, toplantıda alınan 2 numaralı kararın (ortaklara kar payı dağıtılmayarak şirket sermayesine eklenmesine ilişkin karar) yukarıda belirtilen fesih davasının sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu, 3 ve 4 numaralı kararların hakkaniyete aykırı ve davacının ortaklıktan atılması gayesini amaçladığını, 5 numaralı karar ile davacıya bağlanan maaş iptal edilerek davacının mağdur edilmeye çalışıldığını ileri sürerek, kararların iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının şirketin iş yerinde çalışma düzenini bozacak şekilde davrandığını, ticari hayatta şirket ortaklarına maaş ödenmesi gibi bir teamül bulunmadığını, şirket sermayesinin artırılmasının şirketin prestijini artıracağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde 18706 sicil numarası ile kayıtlı Nihat Restauran-Özbekler Gıda Tic. ve Tur. İşl. Ltd. Şti.'nin 19/06/2017 tarihinde alınan olağanüstü genel kurul kararlarından 2-3 ve 5. maddesinde alınan kararların iptaline, 4. maddeye ilişkin iptal isteminin reddine karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin mali durumunun iyi olduğu ve sermaye artışı için somut veri bulunmadığı, beyan edilen sermaye artırımı kararında sermaye artışının çok önemli bir kısmının geçmiş dönem karlarından karşılanacağını ve çok az miktarda nakit sermaye artışı kararı olduğu, ancak bu karar ile davacının mali nedenlerle nakit artışına katılmaması durumunda pay oranının bir miktar düşebileceğinin belirtildiği, davalı şirketin bugüne kadar karlarını ortaklarına dağıtmadığı, şirket ortaklarına maaş ödemesinin 04.01.2017 tarihinde başladığı ve 19.06.2017 tarihinde sonlandırıldığı, şirketin mali durumunun iyi olduğu, kar ettiği belirtilmiş olup, davalı şirketin sermaye artışı için somut bir sebep yok iken sermaye arttırım kararı alınması, davacı ile davalı şirketin diğer ortakları arasında bir takım anlaşmazlıklar olduğu bu konuda davalar var iken davacının bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiği şeklindeki kararın ve davacı ile davalı şirket arasında dava devam eder iken şirketin mali durumunda kötüleşme olmadığı ve kar payı dağıtılmadığı halde haklı bir sebep olmaksızın daha önceki yıllarda gerçekleştirilen genel kurul kararı uyarınca yöneticilere maaş ödenmesinin durdurulmasına ilişkin genel kurul kararının dürüstlük kuralına aykırı olduğu bu nedenle bu kararların iptaline ilişkin ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile 19/06/2017 tarihinde alınan olağanüstü genel kurul kararlarından 2-3 ve 5. maddesinde alınan kararların iptaline, 4. maddeye ilişkin iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2) Dava, limited şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
    19.06.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 5 nolu karar ile ‘’ ..şirketin mevcut mali bilançoları görüşülerek şirketin uzun ve kısa vadeli borçları gözönüne alındığında şirket ortaklarına herhangi bir maaş ödemesinin mali tablolar nazarında uygun olmayacağı anlaşıldığından, 04.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurulda şirket ortaklarına maaş ödemesi yapılmasına dair alınan 5 nolu kararın iptaline..’’ karar verilmiş; mahkemece bu karar dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 394. maddesi ile, gerek anonim şirketlerde gerekse limited şirketlerde genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği öngörülmüş ise de; şirket hissedarlarına maaş ödemesi yapılması öngörülmemiş, bunun yerine kurumsal yönetim ilkelerine uygun olarak TTK'nın 537. vd. maddelerinde belirli usul ve esaslar dairesinde kâr payı dağıtılması öngörülmüştür. Şirketlerde örtülü kâr dağıtımı yasaktır. Kâr payı dağıtım kararı olmaksızın, ücret, prim, maaş vb. adlarla ortaklara para ödenmesi örtülü kâr payı dağıtımı mahiyetindedir. Somut olayda alınan 5 no'lu karar bu konudaki kanuna aykırılığı ortadan kaldıran bir karar olup Mahkemece, kararın kanuna, esas sözleşmeye, dürüstlük kuralına aykırı olduğunun ileri sürülemeyeceği gözetilerek, bu maddenin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle temyiz eden davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara