Esas No: 2020/16464
Karar No: 2022/12001
Karar Tarihi: 21.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16464 Esas 2022/12001 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/16464 E. , 2022/12001 K.Özet:
Mahkeme, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hüküm giyen sanığın dosyasını inceledi. Sanığın uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığına dair yeterli delil bulunmadığı için eksik araştırma sonucu hüküm verildiği belirtildi. Ayrıca, sanığın başka bir davada verilen tedavi veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında suç işleyip işlemediğinin incelenmesi gerektiği vurgulandı. Son olarak, Anayasa Mahkemesi kararlarına göre basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda mahkûmiyet kararı verildiğinde ceza dörtte bir oranında indirilmelidir.
Kanunların açıklamaları:
- TCK'nın 191. maddesi: Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu
- TCK'nın 191/5. maddesi: İnfaz Aşamasında Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak veya Kabul Etmek veya Bulundurmak Suçu
- CMK'nın 223/8. maddesi: Kovuşturma Şartının Gerçekleşmesinin Beklenmesi
- 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi: Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak veya Bulundurmak Suçlarında Teşhiri Tedbirlerine İlişkin Düzenlemeler
- 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi: Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak veya Bulundurmak Suçu Nedeniyle Verilen Tedavi ve Denetimli Serbestlik Tedbirlerinin İnfazı
- CMK'nın 251. maddesi: Basit Yargılama Usulü
"İçtihat Metni"
Mahkeme : GAZİANTEP 5. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen sanığın 30/04/2014 tarihinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılması sonrası Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesinde düzenlenen 30/04/2014 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda “eroin koması” şeklinde tespit yapıldığı ancak; dosya içeriğinde sanığın suç tarihinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığına yönelik raporların bulunmadığı anlaşılmakla, varsa tahlil sonuçlarının aslı veya onaylı örneğinin getirtilerek duruşmada okunup tartışılmasının sağlanması ve tüm deliller birlikte tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- 30/04/2014 tarihli eyleme ilişkin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 10/11/2014 tarihinde verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edildiğine dair belgenin dosya içerisinde ve UYAP sisteminde denetime açık bir şekilde bulundurulması gerektiği ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden tedbirin infazına başlanmasının hukukî sonuç doğurmayacağı gözetilmeksizin, sanığın TCK’nın 191/5. maddesi gereği ihlal sayılan 21/11/2014 tarihli eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmesinden sonra işleyip işlemediği hususu da araştırılmadan eksik inceleme ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
3- 21/11/2014 tarihinde sanığın annesinin başvurarak oğlunun uyuşturucu madde kullanmaya devam ettiğine ve kendisine rahatsızlık verdiğine dair şikayeti üzerine yakalanan, olay yerinde ve kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen, daha önce kullandığını söylediği maddelerin de ele geçmemesi nedeniyle bu nitelikte olup olmadığı tespit edilemeyen, suç tarihinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığı teknik yöntemlerle de saptanmayan sanığın, soyut beyanı dışında, atılı suçu işlediğini somut bir olgu olarak ortaya koyan, her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı dolayısıyla bu eylemin sübut bulmaması nedeniyle TCK’nın 191/5. fıkrasına göre ihlal sayılamayacağı gözetilerek, sanık hakkında kovuşturma şartının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın
223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
4- Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişse, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik kararı veren ilgili mahkemeye ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
5- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan"Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline
karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin, hükmün BOZULMASINA, 21/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.