Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3734 Esas 2012/5189 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3734
Karar No: 2012/5189
Karar Tarihi: 17.09.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3734 Esas 2012/5189 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3734 E.  ,  2012/5189 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Asıl ve birleşen dosyalarda davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatiften satın aldığı ancak daha sonra iade ettiği bir adet daire için kooperatife ödediği bedelin tazminine yönelik olmak üzere, kooperatif tarafından keşide edilen 5.900,00 TL ve 25.000,00 TL bedelli iki adet çeke dayanarak davalı aleyhine başlattıkları icra takiplerine davalının haksız yere itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, davalının itirazlarının iptallerini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen dosyalarda davalı vekili, takibe dayanak olan çeklerin zamanaşımına uğradığını, kaldı ki çekler üzerindeki keşideci imzalarının kooperatif yönetim kurulu üyelerine ait olmadığını, müvekkilinin davacı tarafa borcu olmadığını savunarak, asıl ve birleşen davaların reddi ile lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, davacı tarafın icra takiplerine dayanak yaptığı toplam iki adet çekin süresinde bankaya ibraz edilmediği için çek vasfını kaybettikleri ve yazılı delil başlangıcına dönüştükleri, ancak davacı tanıklarının anlatımları ile dahi taraflar arasında çek düzenlemesinin temelinde olan ilişkinin geçerliliğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Asıl ve birleşen dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takiplerine itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, takibe konu ancak çek vasfını kaybetmiş belgelerle ilgili temel ilişkinin davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin 10.10.2008 havale tarihli delil dilekçesinde, davalı kooperatifin diğer defterleri yanında 2004 yılına ait ortaklık defterine dayanılmış ve temyiz dilekçesinde de davacının davalı kooperatif yönetimince 06.02.2004 tarihinde alınan karar ile üye olarak kaydedildiği, yönetim ile davacının imzaladığı ödeme sözleşmesi başlıklı 06.01.2005 tarihli belgenin dava dosyasına ibraz edildiği ileri sürülmüştür. Gerçekten de bu belgeler, 16.10.2008 tarihli dilekçe ekinde davacı vekilince dava sırasında dosyaya sunulmuş ise de, mahkemece bu belgeler temel ilişki bakımından tartışılmamıştır.
    Mahkemece, öncelikle davaya konu alacağın daire alım satımına dayalı alacak mı yoksa çıkma payı alacağı mı olduğu, davacı taraftan da açıklama alınmak suretiyle belirlenmelidir. Talep çıkma payı alacağı olarak belirlendiğinde; davacının üye olup olmadığının tespiti gerekeceğinden; mahkemece kooperatifin 06.02.2004-06.01.2005 tarihleri arası genel kurul tutanakları, hazirun cetvelleri, üye kayıt defteri, anasözleşme, ticari defter ve belgeler davalı kooperatiften, ticaret sicil memurluğundan gerekse kooperatifin eski yöneticiler aleyhine açılan Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyadan temin edilip, gerektiğinde kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması; sonucuna göre davacının kooperatif üyesi olduğunun tespiti halinde; davacının kooperatife hitaben el yazısıyla yazmış olduğu ve 16.10.2008 tarihli dilekçe ekinde sunduğu 24.12.2004 tarihli dilekçesinin de üyelikten istifa anlamına geldiği kanaatine ulaşıldığı takdirde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 13 ncü ve tip anasözleşmenin 13 ncü maddesi hükümleri uyarınca istifanın hukuken sonuç doğurduğu tarihin tespit edilmesi, buna göre ortaklıktan çıkan-çıkarılan üyelerle kooperatif arasındaki hesaplaşmayı ve yükümlülükleri düzenleyen Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesi ve yapı kooperatiflerine ilişkin tip anasözleşmenin 15. maddesinde belirtilen düzenleme ve ilkeler doğrultusunda, davacının kooperatiften çıkma payı alacağı olup olmadığı, varsa çıkma payı alacağının muaccel olup olmadığı ve miktarı hususlarında kooperatif konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) Nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, yukarıda (2) Nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara