Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11425 Esas 2022/12082 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11425
Karar No: 2022/12082
Karar Tarihi: 22.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/11425 Esas 2022/12082 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu suçundan mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak Ceza Dairesi, dosyayı incelerken, sanığın önceki suçlarına ilişkin işlemlerin de yapılmaması nedeniyle hükümde eksik araştırma olduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle, dosya bozulmuştur.
Daire, TCK'nın 191. maddesinde yapılan değişiklikleri de dikkate alarak, sanığın önceki suçlarına dair açılmış davalara ilişkin işlemlerin yapılmaması, erteleme kararının usulsüz verilmesi gibi nedenlerle hükümde eksik araştırma olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler nedeniyle, sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır:
- TCK'nın 191. maddesi: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu düzenler.
- 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi: TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında değişiklik yapmıştır.
- CMK'nın 223. maddesi: Dava düşürme ile ilgili hükümler içeren bir maddedir.
- Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 esas sayılı kararı: TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi hakkındadır.
- 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi: TCK'nın 53. maddesinde yapılan değişiklikleri içerir.
10. Ceza Dairesi         2020/11425 E.  ,  2022/12082 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : İZMİR 40. Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2010/409 esasında kayıtlı İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/12/2015 tarih, 2015/612 esas ve 2015/949 karar sayılı dosyası ve 2021/7418 esasında kayıtlı İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2016 tarih, 2016/126 esas ve 2016/212 karar sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
    a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi'' kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıca madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine", karar verilmesi,
    b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    2) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191/2-3. maddesi uyarınca “kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve erteleme süresi içerisinde asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanması” kararı verilmesini takiben, TCK’nın 191/4. maddesinde yazılan durumlardan birinin gerçekleşmesi nedeniyle, erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılmasından sonra, sanığın yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi halinde TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyeceğinden ikinci suç nedeniyle doğrudan kamu davası açılacağı tartışmasızdır.
    Somut olayda, sanığın 02/08/2015 tarihli eylemi nedeniyle TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açıldığı, UYAP ve adli sicil kaydından yapılan incelemede, sanığın 27/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15/09/2014 tarihli karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, sanığın yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmaması nedeniyle 24/02/2015 tarihli iddianame ile Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli, 2015/174 esas ve 2015/384 sayılı kararı ile; sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62/1. ve 51. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 21/05/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmakla;
    15/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında, sanığın erteleme kararına itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması ya da kararın sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi ya da sanığın yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmemesi hallerinde, sanık hakkında kovuşturma şartlarının gerçekleşmemesi nedeniyle, erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açılması yasaya aykırı olacağından ve İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli, 2015/174 esas ve 2015/384 sayılı kararı temyiz edilmeden kesinleştiğinden gerektiğinde olağanüstü kanun yollarına başvurulabileceğinden, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli, 2015/174 esas ve 2015/384 karar sayılı dosyasının aslı ya da onaylı örneği dosya arasına alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    3) Kabule göre de; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 22/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara