Esas No: 2021/7418
Karar No: 2022/12097
Karar Tarihi: 22.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/7418 Esas 2022/12097 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/7418 E. , 2022/12097 K.Özet:
İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın \"kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma\" suçundan mahkumiyetine karar vermiştir. Ancak, mahkeme kararı incelendiğinde; sanığın daha önce aynı suçtan açılan bir dava veya soruşturma olup olmadığı, varsa bu suçun diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri infazı sırasında veya kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri infazı sırasında işleyip işlemediği, önceki davada verilen hükümün araştırılması gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca, sanığın daha önce \"kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanması\" kararı ile cezalandırıldığı ancak yükümlülüklere uygun davranmadığı için cezalandırıldığı belirtilmiştir. Bu durumda, sanığın yeniden aynı suçu işlemesi nedeniyle doğrudan kamu davası açılacağı tartışmasızdır.
Son olarak, Anayasa Mahkemesinin bazı TCK maddelerinin iptal edilmesi ve yapılan değişiklikler nedeniyle sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi
- TCK'nın 191. maddesi
- CMK'nın 223. maddesi
- 5237 sayılı TCK’nın 191/2-3. maddesi
- TCK’nın 191/4.maddesi
- TCK'nın 53. maddesi
- 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İZMİR 40. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2020/11425 esasında kayıtlı İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2015 gün, 2015/624 esas 2015/645 karar sayılı dosyası ve 2021/409 esasında kayıtlı İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/12/2015 gün, 2015/612 esas 2015/949 karar sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi'' kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıca madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve
kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine", karar verilmesi,
b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibariyle 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, şüpheli hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191/2-3. maddesi uyarınca “kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve erteleme süresi içerisinde asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanması” kararı verilmesini takiben, TCK’nın 191/4.maddesinde yazılan durumlardan birinin gerçekleşmesi nedeniyle, erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılmasından sonra, şüphelinin yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi halinde TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyeceğinden ikinci suç nedeniyle doğrudan kamu davası açılacağı tartışmasızdır.
Somut olayda, sanığın 11/01/2016 tarihli eylemi nedeniyle TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açıldığı, UYAP ve adli sicil kaydından yapılan incelemede, sanığın 27/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15/09/2014 tarihli karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, sanığın yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmaması nedeniyle 24/02/2015 tarihli iddianame ile Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-2 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli ve 2015/174 esas, 2015/384 karar sayılı kararı ile; sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62/1. ve 51. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 21/05/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmakla;
15/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında, sanığın erteleme kararına itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması ya da kararın sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi ya da sanığın yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmemesi hallerinde, sanık hakkında kovuşturma şartlarının gerçekleşmemesi nedeniyle, erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açılması yasaya aykırı olacağından ve İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli ve 2015/174 esas, 2015/384 sayılı kararı temyiz edilmeden kesinleştiğinden gerektiğinde olağanüstü kanun yollarına başvurulabileceğinden, İzmir 16.
Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli ve 2015/174 esas, 2015/384 karar sayılı dosyasının aslı ya da onaylı örneği dosya arasına alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3) Kabule göre de; hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 22/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.