Esas No: 2012/4224
Karar No: 2012/5162
Karar Tarihi: 17.09.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4224 Esas 2012/5162 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmişse de mahiyeti itibariyle bu istemin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin peşin bedelle davalı kooperatifin ortağı olduğunu ve bu sebeple sadece çevre düzenleme ve altyapı giderlerinden sorumlu olmasına rağmen 2004 yılı aidatının ödenmediği gerekçesiyle hakkında çıkarma kararı verildiğini ileri sürerek, çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının, davalı kooperatifin peşin ödemeli ortağı olduğu, çıkarma sürecine ilişkin belirlenen aidat, gecikme cezası ve ihtarlarda hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ortağı hakkında verilen çıkarma kararının iptali istemine ilişkindir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21 nci maddesine göre yapılan tebliğ işleminde, kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap adına tebligatı kabul edebilecek olanlardan hiçbirisinin gösterilen adreste bulunmaması ve tebligattan kaçınmaları halinde, tebliğ memurunun ne şekilde davranacağı tüzüğün 28 nci maddesinde yazılı olup, buna göre tebliğ memurunun “adreste neden bulunulmadığını bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtardan tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak tevsik etmesi” gerekli olup, bu kurala riayet edilmeden yapılan tebliğ işlemi geçersizdir. Somut olayda, çıkarma kararına dayanak 2. ihtarnamenin tebliğinde muhatabın adreste bulunmama nedeninin araştırılmadığı ve tespit edilmediği, dolayısıyla usule uygun bir tebligatın yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, anılan ihtarnamenin usulüne uygun olmadığı, dolayısıyla davacının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 16. ve 27. maddelerine uygun olarak temerrüde düşürülmediği gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.